ÇANAKKALE (AA) - Balıkesir'de yaşayan diyaliz hastası kardeşler Mevlüde Talan (41) ve Ümmühan Ulacık (39), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Hastanesi'nde 9 ay arayla kadavradan yapılan nakille sağlıklarına kavuştu.

Talan 11, kardeşi Ulacık ise 4 yıl önce doğum sırasında yaşadıkları yüksek tansiyon sonrası gelişen böbrek yetmezliğiyle mücadeleye başladı.

ÇOMÜ Hastanesi Organ Nakli Merkezi'ne 3,5 yıl önce başvuran, bu süreçte nakil için 4 kez hastaneye çağrılan ancak doku uyumsuzluğu nedeniyle ameliyatı gerçekleşmeyen Talan, Balıkesir'de 9 ay önce beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın ailesinin bağışladığı böbrek sayesinde aynı merkezde sağlığına kavuştu.

Ablasının iyileştiğini gören Ümmühan Ulacık da başvurduğu aynı merkezde, beyin ölümü gerçekleşen bir hastadan 4 gün önce yapılan nakille hayata tutundu.

- "Ülkemizde 85 bin hasta diyalize girmektedir"

Talan ve Ulacık kardeşlerin tedavi süreçlerine ilişkin basın mensuplarına bilgi veren ÇOMÜ Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, böbrek yetmezliğinin en etkili tedavisinin organ nakli olduğunu söyledi.

Burada canlı ve kadavra olmak üzere iki kaynaktan faydalandıklarını anlatan Alan, "Ülkemizde kadavra bağışı çok düşük olduğu için şu anda daha çok canlıdan canlıya böbrek nakli işlemini gerçekleştirmekteyiz. Bu nakillerde bizi şaşırtan bazı olaylar var. Her hastanın ayrı bir hikayesi var. Son yaptığımız nakil de bunlardan birisi." dedi.

Mevlüde Talan'ın, hayatına diyaliz tedavisiyle devam edeceğini düşündüğünü ama bunun insan konforunu çok bozan bir işlem olduğunu belirten Alan, "Hastamız 4 ay önce böbrek nakli olmaya karar verdi, merkezimize müracaat etti. Bundan 10 gün önce Balıkesir'de beyin ölümü gerçekleşen hastadan aldığımız sol böbreği hastamıza naklettik. Ameliyatımızın 4. günü, hastamız gayet iyi. Böbrek fonksiyonları normale döndü." ifadesini kullandı.

Alan, Ümmühan Ulacık'ın böbreklerinin de ablası gibi doğum sırasında ani hipertansiyona bağlı olarak iflas ettiğini dile getirerek, "İki kardeşi de aynı merkezde böbrek nakliyle sağlığına kavuşturduk. İkisine de kadavradan organ nakli yaptık. Organ bağışı sonucu iki hastamız da hayata tutunmuş oldu. Ülkemizde organ bağışı yetersiz olduğu için halkımızdan organ bağışı konusunda biraz daha duyarlı olmalarını ve bağış yapmalarını rica ediyorum." diye konuştu.

Türkiye'deki organ bağışı verilerini değerlendiren Alan, şunları kaydetti:

"Sağlık Bakanlığının verilerine göre, ülkemizde 85 bin hasta diyalize girmektedir. Bu hastalardan sadece 30 bini böbrek nakli olmak istemektedir. Diğerleri yaşı ya da diğer hastalıklardan dolayı olmak istemiyor. Yılda yapılan toplam böbrek nakli sayısı 4-5 bin civarında. Bunun 1500'ü kadavradan, 3 bin civarı da canlıdan canlıya olmaktadır. Türkiye'de beyin ölümü gerçekleşen 5 hastadan yalnızca 1'i organlarını bağışlıyor. Milyonda nüfus başına olması gereken rakam 8-9 dolayındadır ancak ülkemizde son zamanlarda milyon başına 2-3'e kadar düştü. Bu da bekleyen havuzundaki hastaların sürekli artmasına rağmen bağışlanan organlar yetersiz olduğu için bu hastaların bekleme sürecinde hayatını kaybetmesine neden olmaktadır."

Biruni Üniversite Hastanesinden kanal tedavisi sonrası oluşabilecek enfeksiyonlara ilişkin değerlendirme Biruni Üniversite Hastanesinden kanal tedavisi sonrası oluşabilecek enfeksiyonlara ilişkin değerlendirme

- "Böbrek naklinden sonra 3 litre su içiyoruz"

Ümmühan Ulacık da diyaliz sürecinin çok zor olduğuna işaret ederek, "Doktorlarımızdan da Allah razı olsun. Ablam organ bağışı sayesinde çocuğuna kavuştu. Herkesin organ bağışı konusunda duyarlı olmasını istiyorum. Organ nakli çok önemli. Süreç çok zor, başına gelen bilir. Diyaliz tedavisinde neredeyse hiç su içemiyordum, su yasaktı. En fazla 500 gram su içebiliyordum. İdrar yapamıyordum. Böbrek naklinden sonra 3 litre su içiyoruz." şeklinde konuştu.

Mevlüde Talan da 11 yıl diyalize bağlı yaşam sürdükten sonra sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, organ bağışı çağrısında bulundu.

Kaynak: aa