Dün (30 Nisan 2018) Levent Camii’nden 20. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’i son yolculuğuna uğurladık, bugün ise Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’in aramızdan ayrılışının dördüncü yılını anıyoruz. İkisi de arkasında Gülen Cemaatininve halen iktidarda olmayı sürdüren iradenin ortaklaşa kotardığı kumpas operasyonlarının mağduruydu.
Dün, Özden Örnek’in cenaze töreninde imam sorduğunda, ben dahil herkes içten gelen bilinçli bir duyguyla kendisini “iyi bildiğimizi”ve “hakkımızı helal ettiğimizi”haykırdık. Ama onlara bu kumpası kuranlar için şimdiden; “iyi bilmediğimizi, hakkımızı helal etmeyeceğimizi ve yatacak yerlerinin olmadığını”ifade etmek istiyorum!
Murat Özenalp
Emrinde de çalıştığım Özden Örnek; gerçekten örnek bir asker, denizci, komutan ve yurtseverdi. Takdir edilmesi gerekirken, hapislerde çürütüldü ve hasta edildi. Kısa bir süre önce oğlu Burak Örnek’i de amansız bir hastalıktan dolayı kaybetti. Onun da hasta edilmesinin arkasında kumpas operasyonlarının değirmenine su taşıyan ve çıkarlarını kalemi ile değiş tokuş etmiş gazeteciler vardı!
Murat Özenalp’i deçok yakından tanıyorum. 1996’da, Alçıtepe Muhribininkomutanı iken emrimde harekât subayı olarak görev yaptı. Verdiğim emri bir daha tekrar ettiğimi anımsamıyorum. Bakışlarımdan ve tavırlarımdan ne demek istediğimi anlardı. Ona sadece görevin ne olduğunu söyleyin ve unutun! Mazeret üretmez, gözleri ışıldayarak görevi kabul eder ve aldığı işi mükemmel olarak tamamlayarak gelir, rapor ederdi.
Terfi Etmemeliydi
Seneler geçti, başarısına başarı kattı. Tüm amirlerinden tam not aldı. Artık zamanı gelmişti; terfi edecek ve amiral olacaktı. Ama terfi etmemeliydi! Çünkü yurtseverdi, milliyetçiydi, çağdaştı, Ortaçağın karanlık ve yoz fikirlerine sahip değildi ve sapına kadar Atatürkçüydü! Eğer terfi ederse; Deniz Kuvvetleri Komutanı bile olabilirdi. Tasfiye edilmeli ve yerine F Tipi Örgütün alttan yukarıya doğru tırmandırmaya çalıştıkları köstebeklerine yer açılmalıydı.
Bu nedenle kumpas davalarından olan Balyoz’un içine kondu ve zindana atıldı. Ağustos 2011’de tutuklanan Murat; önce Maltepe, sonra Hasdal, en son olarak Mamak Askeri Cezaevi’ndeydi. Açık görüş sırasında çocukları ile hasret giderip oynarken bir anda yığıldı, beyin kanaması geçirdi ve kaybettik!
Komutanım Bana Sahip Çıkın!
Murat tutuklanmadan önce geldi, durumunu bana anlattı ve “Komutanım, bana sahip çıkın, bizi yalnız bırakmayın”dedi. Çünkü komutanlarının göremediği büyük resmi görmüştü. Yargılandıkları mahkeme adı altındaki tiyatroyu günbegün izledim. Zindanda iken ziyaretine de gittim.
Sevgili Murat; biliyorum duymuyorsun ama sana verdiğim bu söz nedeni ile ihanetin kol gezdiği, ahlaksızlığın ve şerefsizliğin yaygın olduğu bu ortamda hala mücadele etmeye çalışıyorum. Sizi ve ülkemi savunabilmek adına! Kimi zaman arkadan hançerlenmeme rağmen!
Esasında Murat,kumpasçılar tarafından şehit edilmişti. Kumpaslar yapılamasa, Muratlarşehit edilemeseydi; açılımlar yapılamaz, emperyalizmin Suriye’deki vekâlet savaşına odun taşınamaz, PKK’nın uzantısı olan PYD Türkiye’yi güneyden kuşatamaz, Fırat Kalkanıve Zeytin Dalı Harekâtınalüzum kalmaz, bu yolda şehitler verilmez ve ülkemiz teröre boğulmazdı. Daha da önemlisi;Ergenekonve Balyozgibi gayri hukuki kumpaslar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde seçilmiş hedeflere karşı itibarsızlaştırma operasyonları yani Atatürkçülerekarşı tasfiyeler yapılamasaydı, 15 Temmuz Darbe Girişimi olamaz ve bu darbe girişimine liderlik eden generaller ve amiraller bulundukları makamlara gelemezlerdi!
Kumpasın Başat Sorumlusu
Kumpasın iki tarafı vardı! Birincisi iktidar, ikincisi ise cemaat! Başat sorumluluk ise operasyonların yapabilmesi için cemaatin önünü açan iktidardaydı! Bugünse cemaate FETÖdiyerek ve terör örgütü sınıflandırması yaparak sorumluluktan kaçmak istiyor! Gerçekte cemaat,zamanında yazdığımız ve ekranlarda anlattığımız gibi dört dörtlük bir karşı devrim örgütüydü!
Kumpasların başat sorumlusu olan, 16 yıldır icraatları ile ülkemizi felakete taşıyıp tüm dünyada ötekileştiren ve itibarsızlaştıran, soygun ve talan ile ekonomimizi iflas ettiren, hukuku ve adaleti yok eden, iç barışımızı bozan, insan hak ve özgürlüklerimizi kısıtlayan, akla, bilime ve nitelikli insan gücümüze düşmanlık yapan, demokrasimizi bitme noktasına getiren ve karşı devrim rotasında istikrarlı biçimde seyreden iktidar iradesi; 24 Haziran’da sizden daha fazla yetki almak istiyor! Sanırım verilebilecek iyi bir yanıtınız vardır!
Ataname
Bugün; 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı. Tüm dünyada kutlanan, ülkemizde ise ilk defa 1923’de kutlanan ama geçmişte büyük acıların çekildiği bir gün olarak da hafızalarda hala tazeliğini koruyan bu bayram, tüm emekçilerimiz için kutlu olsun!
2-6 Mayıs2018 tarihleri arasında Makedonya’da olacağım. Bu süre içinde Çalıklı, Valandova-Makedonya’da gerçekleşecek 27.Uluslararası Hıdırellez Bahar Şenliklerinekatılıp, Türkokullarını ve Türkköylerini ziyaret ederek soydaşlarımızın tüm dertlerini yerinde dinleyeceğim.
Prof. Dr. Cihan Dura’nın Nergiz Yayınları’ndan çıkan “Ataname” kitabını okumanızı tavsiye ederim.