ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, özel sağlık tesislerinin denetimlerini revize edeceklerini, bu konuda yeniden bir yapılanmaya gideceklerini açıkladı.
AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Memişoğlu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Memişoğlu, Yenidoğan çetesiyle ilgili olarak, "olay medyada ortaya çıktıktan sonra hastaneler kapatıldı" şeklindeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"Dezenformasyon tabii ki bilmeden yapılabilir, gerçekten biz de iyi anlatmamış olabiliriz. O kadar başarılı, eş güdümle çalışılmış, devlet bütün mekanizmalarını kullanarak büyük bir çeteyi ve maalesef bizim bebeklerimizin sağlıksız olmasını, onların suistimallerini, bu kadar olabileceğini biz ancak eylül ayında ispatlayabiliyoruz ve illiyet kurabiliyoruz. Bu da savcının haziran sonunda yazdığı 'bu illiyeti araştırın' demesiyle oluyor. Çünkü dosya hep gizli. Yani şunu söylüyorum. Biz diyelim dikkate almasaydık, gittiler, denetlediler bir şey bulamadılar, illiyet yoktu ortada anlatabiliyor muyum? Topluma şunu ifade ediyorum, biz sağlıkta çürük elmaları ayıklamak yetkisindeyiz, kararlılığındayız ve bu konuda hiç kimseye taviz veremeyiz. Bunlar devam edecektir. Bu konuda çürük elmaları bulup, gereğini her zaman yapacağız."
- "Denetimlerimizi revize edeceğiz"
"Denetimlerin neden yetersiz kaldığı" yönündeki soru üzerine Memişoğlu, "O çete çok profesyonel, kesin ama şu da var, denetimlerimizi de revize edeceğiz, yeniden bir yapılanmaya gireceğiz." ifadesini kullandı.
Şu anda 3 çeşit denetimlerinin olduğunu aktaran Memişoğlu, şu bilgileri paylaştı:
"Bunlar, olağan denetim, ruhsata dayalı ve hizmete dayalı. Bunlar senede 40-50 bin tane yapılır Türkiye'de. Bir de olağanüstü denetim dediğimiz, şikayete bağlı ya da müdürün yetkisinde olan denetimler var. Biz, hastanelerin hastalarının bilgileri ve durumlarıyla ilgili de denetim mekanizmaları oluşturacağız, biraz daha fonksiyonel denetime dönüşeceğiz. 3-4 aydır da çalışıyoruz, bakan olduktan sonra. Burada özel hastanelerin de bazı yapısal sorunları olduğunu gördük. Özel hastaneleri de disiplinize etmek gerektiği kesin. Bizim denetim mekanizmalarımızı daha güncel hale getirmemiz gerektiğini kesin net söyleyebilirim. Siz ne kadar elektronik sistem de olsanız bunu ne kadar halükarda yapsanız da maalesef bu tür çeteleşmeler, kötü niyetli insanlarla mücadele her zaman olacaktır, olmuştur da."
Bakan Memişoğlu, 1,5 milyon sağlık çalışanı arasında "çok küçük çürümüş" kişilerin, "depremde kuvözü bırakmayan sağlıkçı" ve diğer sağlıkçıların haklarını yediğini vurguladı.
Her türlü suistimali engellemek için her şeyi yaptıklarını kaydeden Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün insanlar 'benim bebeğime bir şey oldu mu acaba' demeye başlıyor. Dünyanın birçok ülkesinden bize sağlık hizmeti almaya geliyorlar, biz bu hizmeti iyi vermezsek kimse gelmez. Biz kendi değerlerimizi, Türkiye'nin, Türk toplumunun iyi yaptığı şeyleri birkaç tane insanlıktan nasibini almamış, ben düşündükçe, rahat duramıyorum, rahat da edemiyorum. Bunlar bebeği öldürtmek için değil, esasında bebeğin o hastalığından faydalanarak uzun süre yatırıp onlardan para kazanmak için bunu yapıyorlar. Ama baktığınız zaman fiziki şartları, bebeklere hizmetlerinde kusur bulunduğu için illiyet bağı kurulduğu için kapatıldı. O 41 kişiden sonra ikinci aşamada da tehditle vesairede 5 kişi daha tutuklandı. Toplam şu anda gözetime alınan şüpheli 47 kişi, 20 kişi de tutuklu."
Memişoğlu, kapatılan hastanelerde çalışan, çeteyle ilgisi olmayan doktor ve hemşirelerle alakalı bir yaklaşımlarının olup olmayacağı sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Bakanlık olarak yeniden atama kurası açıyoruz, süresi bitmişti, biraz uzattık ki iyi niyetli arkadaşlarımız bize başvururlarsa onlarla ilgili hakları, şansları olsun. Özel Hastaneler Dernekleri başkanını ben bizzat aradım. Dedim ki 'buradaki hemşiresi, çalışanı vesaire varsa lütfen bunlara siz de sahip çıkın, biz de sahip çıkalım'. Tabii ki olmasını istemediğimiz bu durumla karşı karşıyayız. Ama şu andaki bu kadar iddianame ve soruşturmalar neticesinde bunları kapatmamız gerektiğini, hepsinin de bilmesini istiyorum."
- "İlliyet bağı kurmazsanız hastane de kapatamazsınız"
"SGK'yi zarara uğratmakla bebeklerin ölümüyle illiyet bağı kurulmuş olmasının, en kilit nokta olduğu ve bebeklerin ölümünden sorumlu olanların bu şekilde mi ceza almasının sağlandığı" sorusunu da Memişoğlu, "İlliyet bağı kurmazsanız hastane de kapatamazsınız, insanlara da ağır ceza veremezsiniz. İlliyet bağı bizim için hocalarımızın ve raporların tamamı bakanlığa ulaştıktan sonraki aşamada, ancak iddianamedeki delilleri gördükten sonra bunu yaptık. Savcılık, delilleri ve şüpheyi ispatlayacak hale geldiği nisan ayında da çeteyi çökerttik. Bu esasında zamanlama olarak da süreç olarak da doğal ve gerçekten işbirliğinde yapılacak bir süreç." diye yanıtladı.
Bakan Memişoğlu, savcıya olduğu gibi Bakanlığa ya da müfettişlere de benzer tehditlerin yapılıp yapılmadığı yönündeki soru üzerine tehditleri görmediklerini, Allah rızası için çalıştıklarını aktardı.
Müfettişlerin bu aşamada "müthiş" efor sarf ettiğini dile getiren Memişoğlu, şunları kaydetti:
"İki arkadaşımız bir senedir bu işte gece gündüz uğraşıyor. İddianamesinden o sayfalarca olan denetim evraklarına, binlerce saat olan görüntülere emin olun çok büyük bir çaba bu. Ben o müfettişlere, gerçekten burada emek veren herkese, toplumumuz, bu çocuklarımız, çocuklarımızın aileleri için teşekkür ediyorum. Tabii ki biz buna başlangıç yaptık, yönetici olarak takip ettik. Ama esas kahramanlar oradaki çalışanlar, onları dinleyenler sadece. Oraya gidip denetim yapanlar, tutanak tutanlar, bir çeteyi çökertmek ki bu gerçekten göreceksiniz iddianamede çok büyük çaba eseri olan bir şey. Bunu karalamaya veya yanlış dezenformasyon eden insanlara bir şey demiyorum ama biz iyi tarafından, iyi insanlar, doğru insanlar olarak elimizden geleni yapıyoruz. Mücadeleye hep devam edeceğiz. Her şeyi ifade etmeniz durumunda oradan küçük bir kelime alıp, bunu başka şeylere yönlendiren, dezenforme eden kişiler de kendi işlerini yapıyor diye bakarım ben. Ben kendi işimi yapıyorum. Emin olun, bu sağlık çalışanlarımızla, bu fiziki altyapımızla, Cumhurbaşkanımızın desteğiyle, dünyanın en iyi sağlık sistemini, Türkiye'nin lokomotifi olabilecek bir yapıyı oluşturmaya çalışıyoruz. Ama maalesef bunu istemeyenler de var herhalde diye düşünüyorum."
(Sürecek)