RAMALLAH (AA) - KAYS EBU SEMRA - İsrail hapishanelerinde 14 yıl geçiren Filistinli yazar ve eski tutuklu Velid el-Hudeli, yeni romanı "Zehra Odası"nda, acı ve işkenceyle dolu bir hücrenin nasıl direniş, fikir ve insan yetiştirdiğini edebi dille anlatıyor.
Filistinli yazar Hudeli'nin yeni romanı "Zehra Odası" İsrail işgali altında doğan fikri direnişi konu alıyor.
Hudeli’nin 286 sayfalık bu son romanı, yakın dönemdeki Hamas-İsrail esir takasında serbest bırakılan dört Filistinli tutuklu Nail el-Bergusi, Nidal Zallum, Ala el-Bazan ve Abdurrahman İsa’nın hayatına odaklanıyor.
Roman, Gazze’de 7 Ekim 2023’te başlayan büyük ve şiddetli saldırılar ve bunun İsrail cezaevlerinde yol açtığı vahşeti merkeze alıyor.
Filistinli yazar ve romancı Velid el-Hudeli, romanını kaleme alma nedenine dair duygularını ve düşüncelerini AA muhabiriyle paylaştı.
- Bir hücrede kesişen hayatlar ve savaşın gölgesi
Bu dönemi, edebiyatın tanıklığıyla belgelendirmenin bir zorunluluk olduğunu ifade eden Hudeli, İsrail hapishanelerinde bir hücrenin, zahiren acı ve işkence barındırsa da iç dünyasında fikir, direniş ve insanlık yeşerttiğini bu nedenle yeni romanına "Zehra Odası" adını verdiğini belirtti.
İsrail hücrelerindeki esirlerin sadece cezalandırılmadığını aynı zamanda yeniden doğduğunu ifade eden Hudeli, "Yeni romanım 'Zehra Odası', Hamas ile İsrail arasındaki son esir takasında serbest bırakılan, esirlerin duayeni dört Filistinli Nail el-Bergusi, Nidal Zallum, Ala el-Bazan ve Abdurrahman İsa'nın hikayesini konu alıyor." dedi.
Hudeli, "Sinvar, Nasrallah, Aruri ve Heniyye gibi tüm liderlere romanda yer verildi. Onlardan, şehadet, direniş ve işgale karşı yaratıcı ve özgün bir mücadele yöntemi bağlamında söz edildi." diye konuştu.
Hudeli’nin romanında, esirlerin duayenleri olarak nitelendirdiği Bergusi’nin 44 yıllık mahkumiyeti, Bazan’ın 40, Zallum ve İsa’nın 30 yıllık tutuklulukları üzerinden hapishane yaşamı detaylı şekilde işleniyor.
Romanın Gazze’deki savaşın seyri ve cezaevlerindeki Filistinli mahkumların yaşadığı baskı, işkence ve psikolojik yıkım olmak üzere iki ana eksende ilerlediğini belirten Hudeli, bu iki hattın kesiştiği noktada birisi "kanla" diğeri "acıyla" olmak üzere iki "soykırımın" izini sürdüğünü söyledi.
- 7 Ekim sonrası zindanlara yansıyan öfke
Romanın yazım sürecinin 7 Ekim 2023'te Hamas’ın başlattığı "Aksa Tufanı" operasyonu ve ardından İsrail’in başlattığı saldırılarla şekillendiği dile getiren Hudali’ye göre bu tarih sadece Gazze’yi değil, İsrail cezaevlerini de bir işkence laboratuvarına dönüştürdü.
Hudeli, "Öyle bir vahşet yaşandı ki; haberleri alırken sadece ağlamak değil, bu acıyı yazıya dökmek de büyük bir yük haline geldi. Roman yazarken en çok zorlayan şey, bu acıyı edebi bir dille aktarabilmekti." ifadelerini kullandı.
- Roman, bir belge niteliğinde
"Zehra Odası" yalnızca bir kurgu değil, aynı zamanda yaşanmışlıkların edebi tanıklığı olduğunu aktaran Hudeli, her karakterin sözünü, ruhunu, acısını onların dilinden anlatmaya çalıştığını, hem mahkumların iç dünyasına hem de Gazze’deki durumun vahametini ve sıcaklığını okuyucuya hissettirmeyen çalıştığını söyledi.
Kitabın yayımlanması sürecinde de zorluklar yaşadığını anlatan Hudeli, "İsrail sadece insanı değil, fikri de öldürmek istiyor. Anlatılan her Filistinli hikaye, onların resmi söylemini zedeliyor."şeklinde konuştu.
Batı Şeria’nın ortasında yer alan işgal altındaki Ramallah'ta doğan Hudeli, bazıları sinemaya da uyarlanan aralarında "Yaşayanların Mezarları", "Mutluluk", "Gazze’nin Fosforlu Gecesi" ve "Güneyden Gelen Işık" adlı eserlerinin de yer aldığı yaklaşık 20 kitap ve roman kaleme aldı.
Hudeli, İsrail hapishanelerinde 14 yıl geçirdi ve esir takası anlaşmasıyla serbest bırakılan Nail el-Bergusi, Nidal Zallum, Ala el-Bazan ve Abdurrahman İsa ile birlikte uzun yıllar boyunca demir parmaklıklar ardında yaşadı.