Geçtiğimiz Salı (24 Nisan 2018), Marmara Üniversitesi’ninGöztepe Yerleşkesinde düzenlenen“Ermeni Soykırımı İddiaları ve Büyük Yalan”konulu panele katıldım. Panelin 24 Nisan’da yapılıyor olmasının özel bir önemi vardı. Çünkü; emperyalizmin desteğini alan Ermeni Diasporası ve Ermenistan’ın, bütün dünyada “Soykırım Günü”ilan ederek ve adeta yapay bir tarih yaratma peşinde koşarak Türkiye’ye karşı sürdürdükleri düşmanlığı en üst seviyeye tırmandırdıkları günün yıldönümüydü.
Esasında Anadolu’nun kadim halklarından olan Ermeniler; 103 yıl önce Osmanlıtopraklarında gözü olan ve paylaşma mücadelesi veren emperyalist odaklar tarafından kandırıldılar, türlü vaatlerle aldatıldılar, bin yıldır barış içinde yaşadıkları Osmanlı’yı arkadan vurdular ve sonrasında hiç arzu edilmeyen şeyler yaşandı.
Arkasından Toprak ve Tazminat Gelecek
Ermenilerinacı çektiği doğruydu ama suçlusu kesinlikle Osmanlı Türküdeğildi. Gerçek suçlu; Ermenilerigizli emellerine alet eden emperyalist devletlerdi. Bu yüzden Ermeni Diasporasıve onun kontrolündeki Ermenistan, tarihsel ve hukuki gerçeklik peşinde değil. Belgelerin ve tarihsel gerçeklerin konuşulduğu bir masada galip gelemeyeceklerini ve soykırım suçunun işlenmediğinin tekrar altının çizileceğini biliyorlar.
Bu nedenle dünya kamuoyunu ve devletleri kullanarak ve Türkiye’ye baskı yapılmasını sağlayarak, atalarımızın işlemediği bir suçu bizim zorla kabullenmemizi istiyorlar. Tabii ki bunun arkasından da toprak ve tazminat talepleri gelecek.
Başrolde Şükrü Server Aya Vardı!
Panelde, konularının uzmanları ile bu sorun enine boyuna ayrıntıları ile tartışıldı. Panelin başrolünde ise “Ermeni Soykırımı”iddialarını “iki kere iki dört eder”gibi belgelerle çürüten, bu konuda çok sayıda Türkçeve yabancı dillerde eser veren Şükrü Server Ayavardı.
Aya, 1930 yılında Romanya’nın Galati şehrinde doğmuştu. Galati,KumanTürkçesi’nde Kale anlamına gelmektedir. Ailesi ise19.Yüzyılda, Trabzon’dan denizcilik yapması için Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde bulunan bir liman kenti olan Sulina’ya getirtilerek yerleştirilmiştir. O zaman Sulina,çoğunlukla Türklerin yaşadığı bir yerleşim bölgesiydi.
İlk Sevinen Ermeni Diasporası Olacak
İlerlemiş yaşına rağmen Şükrü Server Aya, hala içinde yaşadığı toplum için katma değer üretmeye devam ediyor. Panelde de söz konusu olan; “Büyük Yalan”adlı son kitabıydı. Kitap, İngilizce ve Almancadillerinde de basıldı. Aya bugün Hakk’ın rahmetine kavuşsa; inanın ilk sevinenler Ermeni Diasporasınınönde gelen militanları ve kalemşörleri olacaktır. Ama biz onun gerçek kıymetini hala biliyor değiliz.
Ayaçağdaş bir ülkede yaşıyor olsa ve bizim için ürettiklerini ve yaptığı mücadeleyi onlar için yapıyor olsa; emin olun onu baş tacı ederler, şimdiye kadar kendisine çok sayıda üniversite tarafından fahri doktora ödülleri verilir ve devlet tarafından en üst düzeyde desteklenirdi.
Tek Kişilik Ordu
Şükrü Server Aya,gerçek bir kahraman.Kahraman ve kahramanlık; zamanın ruhuna göre aynı kalmaz, değişir. 15. Yüzyılda İstanbul’un fethi sırasında yaşamını hiçe sayarak burçlara sancağımızı diken Ulubatlı Hasan, kahramandır. 20.Yüzyılın başında hürriyet için dağa çıkan, Balkan Savaşıpatladığında gönüllü yazılan, Avlonya’da ayrılıkçı komitacılar tarafından 40 yaşında arkadan üç kurşunla şehit edilen Resneli Niyazi, kahramandır.
1915’de, Gelibolu’da emir beklemeksizin ileri atılan, askerlerine “Size ölmeyi emrediyorum!”diyebilen ve kritik zamanda savaşın kaderini değiştiren Yarbay Mustafa Kemal, kahramandır. 21.Yüzyılın ilk çeyreğini idrak ettiğimiz günümüzde, emperyalizmin en büyük yalanlarından biri olan“Ermeni Soykırımı” iddialarına karşı “Tek Kişilik Ordu” gibi savaşan, maddi ve manevi değerlerini bu yolda hiçbir karşılık beklemeden sarf eden Galatili Şükrü, gerçek bir kahramandır.
Kurumsal ve Örgütsel Sahibiyet Şart!
Niçin “Tek Kişilik Ordu” gibi diyoruz? Çünkü Şükrü Server Aya’nın arkasında örgüt desteği yok! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de desteği yok. Hatta çoğu zaman iktidar, başka öncelikleri olduğu için köstek de oluyor kendisine!
Şükrü Server Aya’nın uğraştığı sorun kişisel değil, ülkemizin sorunu! Gelişmiş ülkelerde, ülkenin sorunlarına örgütler ve devlet sahip çıkar. Gelişmemiş ülkelerde ise ülkenin ve toplumun sorunları, birkaç duyarlı ve kahraman yaradılışlı insanın sırtındadır. Onlar bir şekilde ortadan kalktıktan sonra, soruna sahibiyet kurumsal olmadığı için dava kaybedilir. Eğer emperyalist bir yalan olan “Ermeni Soykırımı” iddiaları konusuna gereği gibi eğilip kurumsal bir sahibiyet gösteremez ve gelecek nesillerimizi bu konuda aydınlatamaz isek, ileride başımıza büyük işler açılacak, bilesiniz!
Kaya Ataberk’in “FETÖ’den Sonra Pusudaki Cemaatler”adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.