İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle ceza aldığı davayla ilgili Bölge Adliye Mahkemesindeki istinaf incelemesinin, duruşmalı yapılmasını talep etti.
İmamoğlu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesine sunduğu dilekçede, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne sürdü.
Mahkemenin verdiği kararın aşırı, ölçüsüz ve daha ilk bakışta "adaletin açıkça reddi" anlamına geldiğini iddia eden İmamoğlu, Bölge Adliye Mahkemesi'nde istinaf incelemesinin de duruşmalı yapılmasını talep etti.
Dilekçede, mahkeme huzurunda doğrudan savunma yapmanın hukuka olduğu kadar hukukun kaynağı olan milli iradeye de saygının bir gereği olduğunu savunan İmamoğlu, "Seçilmiş bir yöneticinin, görevini yapmaktan ve siyasi faaliyette bulunmaktan yasaklanmasının evrensel hukuk ölçüleri ve kamu vicdanı karşısında meşru olabilmesinin temel şartlarından birinin söz konusu yöneticiye kendini bizzat savunma hakkı tanıması olduğunu düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Siyasi faaliyetlerden yasaklanma kararlarının vatandaşın seçimlerde ortaya koyduğu ve bundan sonra koyacağı iradeyi yok sayma, etkileme ve yönlendirme niteliğine sahip olduğunu savunan İmamoğlu, bu tür kararların sonuçlarının ceza verilmek istenen kişiyle sınırlı kalmayacağını dile getirdi.
İmamoğlu, dilekçesinde ayrıca şunları kaydetti:
"Ben bir suç işlemedim. Bu nedenle beraat etmem gereken bu davada, eğer bir cezaya hükmedilecekse, bu cezanın yüzüme tefhim edilmesinin hakkım olduğuna inancım tamdır. Türk milleti adına karar veren sayın mahkemenizin bu hususu dikkate alması gerekliliğini, durumu değerlendirebilmeniz için yüz yüze gelebileceğimiz bir duruşmada bu durumu bizzat ortaya koyma isteğimi takdirlerinize arz ediyorum."
- Ne olmuştu
Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi, İmamoğlu'nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçundan 2 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına karar vermişti.
Mahkeme, İmamoğlu hakkında TCK'nin "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" konusunu içeren 53. maddesinin uygulanmasına hükmetmişti.
TCK'nın 53/1 maddesinde, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak; "sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten" yoksun bırakılacağı kaydediliyor.
Bu maddede ayrıca, kişinin "seçme ve seçilme ehliyetinden, velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan, vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan, bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten" yoksun bırakılacağı hükme bağlanıyor.