John Dolan ve Köpeği George! Umudun, Sevginin ve Başarının Öyküsü

Doğu Londra'da, Shoreditch'de yaşayanların yaklaşık üç yıldır yakından tanıdıkları John ve köpeği George'u bugün neredeyse bütün dünya tanıyor.

Abone Ol

Evsiz, eroin ve ilaç bağımlısı, yaşamının büyük bir kısmını hapishanede geçiren John'un bir bira karşılığında sahiplendiği köpeği George sayesinde değişen hayatını  anlattığı kitap en çok satan kitaplar sıralamasında ülke genelinde üçüncü sırada. Bir yıl içinde açtığı ikinci sergisi ilki gibi yazılı-görsel basının ilgi odağı.


Sıra dışı yaşam öyküsü çoktan Hollywood yapımcılarının dikkatini çekmiş ama John henüz karar vermemiş hangi yapımcı ile anlaşacağına. Önce Los Angeles sergisine hazırlanması gerekiyor. Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz sohbetimiz sırasında bana bir sır verdi; Hollywood ve rock yıldızlarını resmediyor bugünlerde köpek ve kedileri ile birlikte.

Los Angeles'da açacağı sergi eminim Londra'da açtığı ilk sergi kadar ses getirecek. Çünkü arkasında Richard Howard Griffin var. Onu keşfeden, güvenen, 40 önemli sokak sanatçısını bir araya getirip John'un  eserine onları ortak eden galerist-kuratör.


Richard'ın John'u keşfedip sanat dünyasında yıldız olarak sunması ve dünyanın en önemli sokak sanatçılarını John için bir araya getirmesi ayrı bir yazı konusu.


Söz verdi önümüzdeki haftalarda detayları ile anlatacak bu önemli başarısının öyküsünü.

İsterseniz John'un ve köpeği George'un hikayesine en baştan başlayayım.


John Londra'da doğmuş büyümüş. Alt gelirli bir ailenin çocuğu. İki erkek kardeşi ve iki kız kardeşi var. Ailenin en küçüğü. Mutlu bir çocukluk geçirmiş okula başlayana kadar. Oldukça kilolu bir çocuk olduğu için okulda sürekli alay etmiş, aşağılamış arkadaşları.
O dönemde sığınağı resim öğretmeni ve yaptığı resimler olmuş. Oldukça yetenekli olduğunu ilk keşfeden ögretmeni ile güzel bir bağ kurulmuş aralarında.


Hayatının ilk önemli travmasını ve beraberinde getirdiği depresyonu henüz 10 yaşında iken yaşamış. Babası ona babası değil büyük babası, kardeşi Jacki'nin de annesi olduğunu söylemiş. Biyolojik babasının ise yıllardır kayıp olduğunu!
John'un hayatı bu itiraf ile birlikte bir daha düzelmemek üzere alt üst olmuş. Okulda çıkardığı kavgalar, davranış bozukluğu okuldan atılmasına neden olmuş. O dönem beraber gezdiği  suç makinası sayılabilecek arkadaşları ve onlarla beraber yaptığı soygun hapise girmesine neden olmuş.
Hapisten çıkışında ailesi onu eve kabul etmemiş. Evsiz, sabıkalı, okul terk olan John doğal olarak iş bulamamış ve sokakta yaşamaya başlamış.
"Ağır depresyondaydım o dönem eroin sıcak bir kucak gibiydi benim için tek sığınağımdı" dedi sohbetimizde. Ama çok kısa bir sürede anlamış hayatının kontrolünü tamamen uyuşturucuya teslim ettiğini. Bağımlı olması çok daha ağır bir depresyon ve beraberinde yeni suçları getirmiş. Tekrar hapishane günleri başlamış. Uyuşturucudan hapishanede uzak kalması, cezası dolduğunda devlet tarafından bir oda verilerek ödüllendirilmiş.
“Sokakta benim gibi yaşayan evsiz insanlardan başka kimsem yoktu. Akrabalarım haklı olarak beni görmek istemediler. Büyükbabam büyükannemin kanser olup ölmesinden beni sorumlu tuttu" dedi gözleri dolarak.
Odasına taşındığında sokakta yaşayan genç bir çifte odasını paylaşmayı teklif etmiş. Sokakta yatmalarına içi elvermemiş. Küçük pis dağınık bir odaydı ama sokakta yatmaktan iyiydi dedi.
Genç çift bir gece yanlarında 6 aylık bir köpekle gelmiş. Bir kutu bira karşılığında onu John'a vermeyi teklif etmişler. O güne kadar hiç bir sorumluluk almamış olan John görür görmez sevdiği köpeğe nasıl bakacağını düşünüp korkmuş önce ama sonra kabul etmiş.
George bir süre sonra çocuğu gibi olmuş. Bir daha hapse girerse veya uyuşturucudan ölürse George'un kimsesiz kalacağını düşünüp hayatı ile ilgili radikal kararlar almış. "Başıma bir sey geldiği takdirde George'un kimsesiz kalacağı düşüncesi rüyalarıma girmeye başlamıştı" dedi yanında sessizce duran George'un kafasını okşayarak.
Odanın kirasını ödemek için Shoreditch'de yere oturup dilenmeye başlamış George ile birlikte.
Hırsızlıktan daha iyi değil mi? diye sordu.Nasıl bir hayatın içinden geldiğini düşününce hafifçe başımı salladım.
Bir süre sonra dilenmekten utanmaya başlamış. İnsanlarla göz kontağı kurmamak için tek yetenekli olduğu konuda, resim yapmakta bulmuş çareyi. Kara kalem ve kağıt alıp oturduğu yerden gözünün gördüğü alanı resmetmeye başlamış.
İnsanlar kendi ceketini üşümesin diye sardığı köpeğine sempati gösterirken yaptığı resimlerle de ilgilenmeye başlamışlar.
Artık dilenmiyordum yaptığım resimlerin beğenilmesi ve alıcı bulması kaybettiğim güvenimi kazanmaya başlamamı sağladı dedi. Tabi bir de oda kirasını ödeyebilmeyi.


Sokak sanatı aşığı ve galeri sahibi Richard Howard Griffin ile tanışmasında, galerinin karşısında oturup resim yapmasının etkisi var mutlaka ama Richard, John'un yeteneğinden bu kadar etkilenmese bir yıl içinde bu kadar büyük bir başarı elde edebilirmiydi?

Richard, John'a galerisinde sergi açmasını önerdikten 8 ay sonra Eylül 2013 de ilk sergisini açtı John.


Dünyanın en önemli 40 sokak sanatçısının destek verdiği 40 eseri aynı hafta satıldı. İlk hafta 60 bin pound banka hesabına yatırıldı. İngilterenin önemli kitap evlerinden birisi de oldukça yüklü bir çek yazarak kitap önerisi getirdi.
John bunun koruyucu meleğim dediği George sayesinde olduğunu anlatıyor herkese şimdilerde. Kitap da zaten bu dostluk ve aşk üzerine.


Kitap geçen ay piyasaya çıktı. Basılır basılmaz da beklenen ilgiyi gördü. İlk sergisinin açıldığı gün oradaydım.
Basının ilgisi bugünlerin habercisiydi.

Benimle birlikte sergiyi izleyen arkadaşım, “İngiltere de, Amerika gibi fırsatlar ülkesi” dediğinde hayır insanlığın ülkesi dedim, John'un çevresini kuşatmış, onu sevgi ile sarmış ünlü sanatçıları göstererek.

Haftaya görüşmek üzere sanatla kalın!