Yönetmenliğini Ensar Altay'ın üstlendiği "Kodokushi" ve "Masumiyetin Yankıları" belgeselleri İngiltere ve ABD'de izleyiciyle buluşacak.Londra Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) düzenlediği "Kültür on Screen" gösterimleri, "Kodokushi" belgesel filmiyle başlayacak.Yapımcılığını TRT World'ün, senarist ve yönetmenliğini Ensar Altay'ın, görüntü yönetmenliğini ise Kürşat Üresin'in üstlendiği yapım, 11 Nisan'da İngiltere'nin başkenti Londra'daki YEE binasında seyircilerin beğenisine sunulacak.

Film, "From Anatolia to the World, One Frame at a Time!" başlığıyla gerçekleştirilen film gösterim serisi kapsamında İngilizce alt yazılı izlenebilecek.

Modern yaşam biçiminin insanları yalnız bıraktığı fikrinden ilham alan belgesel film, öldükten haftalar sonra fark edilen kişilerin yalnız ölümlerini işliyor.

Pek çok uluslararası festivalden ödül alan filmin konusu şöyle:

Dört Bin Türk İngiltere başbakanlık binasına yürüdü Dört Bin Türk İngiltere başbakanlık binasına yürüdü

"Norihito, karşılaştığı yalnız ölümlerin etkisiyle kendi geçmişinde yaptığı hataları düzeltmeye karar verir. Fakat bu çaba onun hayatında beklenmedik yeni sorunlara yol açacaktır. Yaşlı Muramatsu ise toplumsal bir tecritte sessizce hayatını yaşamaktadır. Yaklaşan Sakura Festivali onun kaderini değiştirmek için bir umut ışığı olur. Dünyada var olmak için kendine bir sebep bulabilecek midir?"

- "Masumiyetin Yankıları" Kaliforniya'da gösterilecek

Yönetmen Ensar Altay'ın 2025 yapımı son belgeseli "Masumiyetin Yankıları" ise 13 Nisan'da ABD'nin Kaliforniya eyaletinde düzenlenen "Bombay Beach Biennale"de izleyiciyle buluşacak.

Behn Samareh'in Gazze'de hayatını kaybeden her çocuk için Kaliforniya'daki Bombay Beach'te bir anıt (memorial) kurma hikayesini anlatan TRT World yapımı belgeselin görüntü yönetmenliğini Kürşat Üresin, yapımcılığını ise Aslıhan Eker Çakmak üstlendi.

Savaşın masum kurbanlarına adanmış belgeselin konusu şöyle:

"Gazze'deki çocuk ölümlerinin ağırlığıyla yüzleşen Behn Samareh, Bombay Beach'in çorak toprağında her kayıp çocuk için bir çukur açmaya başlar. Fakat bu sessiz direniş, Behn'in kendi geçmişindeki derin yaraları da gün yüzüne çıkarır ve onu içsel bir hesaplaşmanın eşiğine getirir. Şiddetlenen bel ağrısıyla mücadele ederken 'Acıya rağmen direnişini sürdürecek mi? Zamanla silinip gidecek bu anıt, dünya gözlerini açmadan yok mu olacak? Yoksa geride silinmez bir yankı mı bırakacak?' gibi soruların peşine düşer."

Kaynak: AA