ESKİŞEHİR (AA) - GÜNHAN ÖZCEYLAN - Eskişehir'de yaşayan Ceyda Oskay Can, yün ve çeşitli malzemelerin kullanımıyla oluşturulan sanatsal bebek yapımı "art doll" ile kitap ve film karakterlerine hayat veriyor.

Bir sivil toplum kuruluşunda eğitim uzmanı olarak görev yapan 43 yaşındaki Can, 2015 yılında arkadaşlarının tavsiyesiyle başladığı bez bebek yapım kursunda sanatsal bebek dalıyla tanıştı. Katıldığı oturumlarda kendisini geliştiren Can, meslek edindirme kurslarıyla da becerisini ilerletti.

"Yüzüklerin Efendisi"nin müzikleri, Ukraynalı Senfoni Orkestrasınca Türkiye'de seslendirilecek "Yüzüklerin Efendisi"nin müzikleri, Ukraynalı Senfoni Orkestrasınca Türkiye'de seslendirilecek

Dikiş makinesinin yanı sıra art doll bebek yapımında kullanılan merinos cinsi yün, keçe iğne ve çeşitli tasarım materyalleri edinen Can, evine atölye kurarak boş zamanlarını art doll alanında ustalaşmaya ayırdı.

Kitap ve filmlerden esinlenerek tasarımlarını şekillendiren Can, "Küçük Prens", "Pippi Uzunçorap" gibi çocuk kitaplarındaki karakterlerin bez bebeklerini üretiyor.

Ürettiği 100'ün üzerinde eseri sosyal medya hesabında paylaşan Can, aldığı özel siparişler doğrultusunda kişiye özel art doll ürünler de dikiyor.

Tasarladığı bez bebekler için atık materyallerden de yararlanan Can, geri dönüşüm kültürüne katkı sunuyor.

- "Ruhu çocuk olan yetişkinlerin de oyuncağı"

Ceyda Oskay Can, AA muhabirine, tasarımlarında her yıl farklı teknikler uyguladığını, üretken olmayı sevdiğini söyledi.

Sanatsal bebeğin oyuncaklardan farklı olduğunu, her parçanın hikayesinin bulunduğunu belirten Can, "Art doll bebeğin yapımı farklı, tamamen el emeğiyle üretiliyor. Sadece çocukların değil ruhu çocuk olan yetişkinlerin de oyuncağı. Bunları kitap köşelerinde, evlerinde sergilemek için alanlar da var." dedi.

Can, hangi karakteri oluşturacağına atölyesinde karar verdiğini, bazen bir ayakkabı, küçük sepet, ortaokul yıllarından kalma saç tokasının ilham kaynağı olduğunu anlattı.

Art doll eserlerin yapım aşamaları hakkında bilgi veren Can, şunları kaydetti:

"Önce kafatasını oluşturuyorum. Göz çukurlarını, gözlerin yerlerini belirledikten sonra burnunu, ağzını yerleştiriyorum. Kulak yapmak gerekirse yapıyorum. Tasarlanan her kahraman yaptıkça kendisine yön veriyor, 'Benim kıyafetim bu.' diyor, işledikçe onunla temas kuruyorsunuz. Daha sonra tel yardımıyla vücudunu oluşturuyorum; kahramanımız oturabilir, ayakta durmak isteyebilir, zıplamak isteyebilir, buna göre vücudunu yapıyorum. Giydirme, yüz kaplama ve makyaj kısmı geliyor. Ondan sonra kıyafetleri, renk uyumu, onların seçimini yapıp bebeği oluşturuyorum."

Can, eskiyen gömlekler, kot pantolonlar, çiçek sepeti, damacana kapağı gibi malzemeleri dönüştürmeyi çok sevdiğini, bez bebeklerin kıyafetlerini de kendisinin diktiğini dile getirdi.

Günün yorgunluğunu atma, dinlenme vesilesi gördüğü için art doll çalışmalarını genellikle akşamları yaptığını ifade eden Can, "Telefonumu kapatıp eşimle, evimle, çocuğumla, işimle odaklanarak çalışmayı daha çok seviyorum. Üretmek çok güzel, böyle mutlu oluyorum. Keşke her kadın farklı sanat dallarında üretim yapabilse. Bu uğraş hem beni her şeyden uzaklaştırıyor hem de dinlendiriyor." diye konuştu.

Kaynak: aa