Moskova’daki terör saldırısını kınıyor, lanetliyor, Rus Halkına baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz. Ama kınamak ve lanetlemek sorunu çözmüyor. Çünkü biliyoruz ki; küresel ve bölgesel sonuçlar doğuracak nitelikte ve bu çapta terör eylemleri yapmak, terör örgütlerinin tek başlarına boylarını bir hayli aşar. Örneğin; IŞİD, El Kaide, Müslüman Kardeşler ve PKK gibi terör örgütleri de uluslararası desteğe sahiptir. Böyle bir destek olmazsa uzun soluklu olarak yaşamalarına, varlıklarını devam ettirmelerine imkan ve ihtimal yoktur. Terör örgütlerine verilen uluslararası destek genellikle CIA ve MOSSAD gibi istihbarat örgütleri vasıtasıyla yapılır. Terör örgütlerine uluslararası destek verme işi sadece ABD ve İsrail ile de sınırlı değildir. Bu durum küresel ve bölgesel hedefler peşinde koşan tüm ülkeler için geçerlidir.
Savaş Siyasetin Başka Araçlarla Devamıdır
Prusyalı General Clausewitz, “Savaş Üzerine” adlı ünlü eserinde “Savaş; siyasetin başka araçlarla devamıdır.” diyor. Burada kastettiği başka araç; şiddettir. Bugün çokça yaşadığımız terör de bu şiddet kapsamındadır. Örneğin; PKK’ya destek veren bir ülke, müttefik bile olsa Türkiye ile savaşmakta, siyaseten şiddet araçları vasıtasıyla iradesine boyun eğdirmeye, isteklerini kabul ettirmeye, manipüle etmeye ve yönlendirmeye çalışmaktadır. Ne yazık ki müttefikimiz ABD, Türkiye’ye bunu yapmıştır ve hala da yapmaktadır. PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmiş olması, bu gerçeği değiştirmemektedir.Günümüzde savaşların karakterleri, özellikleri ve genetik kodları değişmiştir. Günümüzün savaşlarında çatışma ile barış, asker ile sivil, cephe ile emniyetli bölge, dost ile düşman kavramları arasındaki hatlar bulanıktır, hatta belirsizdir. Müttefikiniz veya dostunuz sizinle barış halini koruyarak isteklerini kabul ettirebilmek amacıyla size karşı terör silahını kullanabilir ve kullanmaktadır da. Örneğin; kağıt üzerinde ABD ve Rusya barış içindeki iki ülkedir. Ama esasında ABD, Rusya ile vekalet savaşı yapmaktadır. İngiltere, Almanya ve Fransa, bu savaşta farklı ölçeklerde de olsa ABD’nin yanında Rusya ile vekalet savaşı yapmaktadır.
Beşinci Nesil Savaş
Günümüzdeki bu tür savaşlar; “Beşinci Nesil Savaş” olarak adlandırılıyor. Devlete bağlı olmayan aktörler, terörizm, vekâlet savaşçıları, binlerce kilometre uzaktan sevk ve idare edilen insansız hava ve deniz araçları, bilgi harbi, psikolojik harekât, medya, din, terörizm, siber timler, toplumsal mühendislik, seçimlere müdahale, ekonomik ve ticari manipülasyonlar; bu savaşın silahları olarak kullanılmaktadır.
Bu girizgahtan sonra rahatlıkla söyleyebiliriz ki; 22 Mart 2024’de Moskova’da, Crocus City Hall konser salonunda düzenlenen terör saldırısı, mevcut konjonktürü de göz önüne aldığımızda, sıradan bir terör olayına benzemiyor. Bu saldırının arkasında kimin ve kimlerin olabileceği yönünde tahminlerimiz olsa da şimdilik kesin olarak bilmiyoruz. Ama şu ana kadar açık kaynaklardan;
Yakalanan teröristlerin Müslüman olmaları,
Bir bölümünün Türkiye’den gelmiş olması,
Saldırı sırasında maske takmamış, yüzlerini gizlememiş olmaları,
Saldırıyı IŞİD-H’nin (IŞİD’in Horasan kolu) üstlenmiş olması,
IŞİD-H’nin 28 Ocak’ta 2024’de Sarıyer’deki Sinagog saldırısında da imzasının olması,
IŞİD-H’nin Pakistan’dan sonra en fazla Türkiye’de örgütlendiği,
Saldırı öncesinde para karşılığı motive edilmiş olmaları,
Ukrayna’ya kaçarken yakalanmaları bilgilerini alt alta koyduğumuzda, Moskova’daki saldırıda öne çıkan IŞİD-H’nin bir taşeron olduğunu, Moskova’daki böyle bir saldırıdan sonuçları itibarıyla hiçbir örgütsel çıkarlarının olamayacağını, parayla motive edildiklerini, arkadaki esas gücün uluslararası siyasi hedefleri olan bir odak veya odaklar olduğunu, saldırının Müslümanlara ve bir İslamcı örgüte yaptırılmasının nedeninin de maksatlı olduğunu söyleyebiliriz.
Beklenen Muhtemel Gelişmeler
Moskova’daki terör saldırısından sonra beklenen muhtemel gelişmeler;
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bitmesini engellemek, bu savaşın tamamen veya kısmen NATO-Rusya Savaşına evirilmesini tetiklemek ve Avrupa’nın savaşa olan azalan ilgisini tekrar yükseltmek. Çünkü Ukrayna savaşı kaybetti, tüm cephelerde çözülüyor, cephelere gönderecek asker bulamıyor, ordudan firarlar hat safhada ve halkın savaşa devam azim ve iradesi tamamen yıkılmış durumda.
ABD’de 5 Kasım 2024’de başkanlık seçimi var. Rusya’ya karşı iki yılı aşkın süredir devam ettirdiği vekalet savaşını kaybeden Biden’ın Trump karşısında bir şansı olamaz. Moskova saldırısı, seçim öncesi Rusya’ya karşı başlatılacak bir dizi hamlenin ilki gibi gözüküyor.
Kaybedilen cephe savaşını tamamen Beşinci Nesil Savaşa ve bu kapsamda asimetrik savaşa çevirerek Moskova da dahil Rusya’nın her yerine taşımak ve Ruslara “Putin başınızda olduğu müddetçe, hiçbir yerde güvende olamazsınız” mesajını vermek.
Trump, seçimi kazanması durumunda Rusya-Ukrayna Savaşını bitireceğini söylüyor. Bununla beraber; ABD’deki derin yapının ve askeri endüstriyel kompleksin ise savaşın bitirilmesini istemediği de biliniyor.
Gazze’de İsrail’in Filistinlilere yönelik pervasızca sürdürdüğü etnik temizliği dünya gündeminde alt sıralara düşürmek.
Filistinlilere yönelik Batı dünyasındaki sempatiyi azaltmak.
Türkiye’yi işin içine daha da sokarak Rusya ile arasını bozmak ve zaman içinde karşı karşıya getirmek.
Rusya-Ukrayna Savaşı Nereye Evirilir?
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve neredeyse 2014’deki Meydan Darbesi’nden beri ABD’nin Ukrayna politikasının mimarlarından olan Victoria Nuland, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde, bu saldırıdan tam bir ay önce yaptığı konuşmada; “Ukrayna’nın Rusya’ya karşı asimetrik savaşını hızlandıracaklarını ve Putin’in bazı kötü sürprizlerle karşılaşacağını” söylemişti.
Belki Moskova saldırısı da bu sürprizlerden biriydi ama bu konuşmasından sonra başka bir sürpriz daha oldu ve Victoria Nuland bu saldırıdan yaklaşık 15 gün önce istifa etti, yani görevinden ayrılması istendi ve tasfiye edildi.
Sonuç olarak söylemek gerekirse; Moskova’daki terör saldırısının arkasında Ukrayna ve/veya bu ülkeyi Rusya’ya karşı vekalet savaşçısı olarak kullanan ülkeler var. Terör saldırısı faillerinin kısa bir süre içinde yakalanması, deşifre edilmesi ve öncesinde Ukrayna siyasetinin mimarı Nuland’ın tasfiye edilmesi iki farklı ama zıt gelişmeye neden olabilir. Bunlar;
Biden’ın yenilgiyi kabul etmeden ve ABD’nin itibarından hiç değilse görünürde taviz vermeden seçim öncesinde Ukrayna Savaşını bitirecek gelişmenin önünü açmak ve barışı kurtaran lider pozuyla seçime gitmek,
Ya da yorulan ve uluslararası itibarı kalmayan Nuland’ın yerine daha enerjik ve daha radikal bir siyasetçiyle Ukrayna Savaşına hız vermek, bu kapsamda asimetrik savaşı tüm Rusya topraklarına yaymak ve savaşı küreselleştirmek olabilir. Bekleyip göreceğiz ama kişisel değerlendirmeme göre bu seçenek devrede ve savaşa hız verecekler.