Genel

Savunma ve güvenlik alanında uluslararası işbirliği imkanları SAHA EXPO'da ele alındı

- Airbus Türkiye Direktörü Simon Ward: - "Bizler için Türkiye önemli bir satış piyasası ve bizim tedarik zincirimizin kritik bir parçası. Türkiye olmadan ticari uçaklarımızı imal edemeyiz" - TEI Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kain: - "Uluslararası işbirliğinde devletlerin ilişkileri bizi derinden etkiliyor. Onların yol açıcı olmaları çok önemli"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - Savunma ve güvenlik alanında uluslararası işbirliği, SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı kapsamında düzenlenen panelde masaya yatırıldı.

Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde organize edilen, 6 bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) desteklediği, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu SAHA EXPO Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı üçüncü gününde devam ediyor.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ) Kahramankazan yerleşkesine yönelik terör saldırısı nedeniyle bugün yapılması planlanan 4 panelden 3'ü iptal edildi.

"Savunma ve Güvenlik Alanında Uluslararası İşbirliği" paneli emekli Orgeneral Ergin Saygun moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

Panelistler, konuşmalarına TUSAŞ'ı yerleşkesine yönelik terör saldırısında şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek başladılar.

- "Türkiye'de TUSAŞ gibi büyük şirketlerle çalışmayı tercih ediyoruz"

Airbus Türkiye Direktörü Simon Ward, konuşmasında terör saldırısından dolayı çok üzgün olduklarını dile getirdi.

TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş'nin (TEI) 2004 yılında ziyaret ettiği ilk şirket olduğunu ifade eden Ward, şunları kaydetti:

"O dönemde bir offset sözleşmemiz vardı. Yıllık 40 milyon dolar değerinde bir sözleşmeydi. Bugün 500 milyon yıllık sözleşme hacmimiz var. İşbirliği yapmak ve değer üretmek uzun vadeli bir çalışma. Offset ise kısa vadeli sözleşmeler üzerinden ilerliyor. Türkiye'de yatırım oldukça çetin. Yeni bir fabrikaya yatırım yaparsanız son 5 yılda program bitiyor ve imalathaneniz de boş kalıyor. Biz kazan kazan temelli ortaklık kurmaya, Türkiye'deki yerel uzmanlığı geliştirmeye, kapasitesini artırmaya çalışıyor, ülkeye daha fazla değer katıyoruz. Bu stratejiyi son 20 yıldır uyguluyoruz. Türkiye'de TUSAŞ gibi büyük şirketlerle çalışmayı tercih ediyoruz. Bizler için Türkiye önemli bir satış piyasası ve bizim tedarik zincirimizin kritik bir parçası. Türkiye olmadan biz ticari uçaklarımızı imal edemeyiz. Uçaklarımızın her birinin içinde Türkiye'de imal edilmiş içerik ve malzemeleri bulunuyor. Bu bir ampul bile olabilir. Bir uçağın ufacık bir parçası bile eksik olsa onu satamazsınız. Dolayısıyla bu ortaklıklara girince evlenmiş gibi oluyorsunuz, boşanma imkanınız yok. Biz 3-5 yıllık anlaşma yapıp bundan çıkmaya çalışmıyoruz."

- "Devletlerin yol açıcı olmaları çok önemli"

TEI Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kain de TUSAŞ'ı uluslararası işbirliği konusuna model olarak gösterebileceklerine işaret etti.

Son 20 yılda sadece imalat ve montaj değil tasarım, teknoloji ve AR-GE konularında ilerleme sağladıklarını belirten Kain, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ülkelerin teknoloji transferinde kendi ekonomilerini güçlendirmeleri gerekiyor. Bu süreçte 500 milyon dolarlık ihracat kapasitesine ulaştık. Sadece Türkiye'nin değil yurt dışındaki diğer firmaların ihtiyaçlarını da karşılar duruma geldik. Hükümetler burada belirleyici ve yol açıcı bir rol oynuyor. Şirketler bu şekilde daha da büyüyor. Jeopolitik risklerden şiddetli etkileniyoruz. Uluslararası işbirliğinde devletlerin ilişkileri bizi derinden etkiliyor. Bu kazanımlar için devletlerin yol açıcı olmaları çok önemli."

- ASFAT ile Airbus arasında işbirliği

ASFAT AŞ Genel Müdürü Behçet Karataş da askeri fabrika ve tersanelerin birinci önceliğinin Türk Silahlı Kuvvetleri envanterindeki sistemlerin bakım onarımı ile göreve hazır halde tutulmaları olduğunu anlattı.

Bu kapsamda yurt dışı firmalarla ciddi işbirlikleri olduğunun altını çizen Karataş, şu ifadeleri kullandı:

"Bakım onarım kademelerinin kurulması, işletilmesinde sistemlerimizi ayakta tuttuk. Uluslararası arenada hizmet vermek ve bunların sertifikasyonunun bu şekilde yapılmasını istedik. Bu kapsamda Airbus ile A400M'lerin Kayseri'de bakımlarının yapılması ve dünyaya hizmet etmesi konusunda bu şekilde çalışacağız. Bu Airbus için de bir avantaj. Çünkü ürünlerini satarken 'Bakım onarımlarını alternatif olarak burada yaptırabilirsiniz.' gibi pazarlamasını sürdürebilecekler. Bizim tasarım ve üretim yeteneklerimiz de var. Bunların en güzel örneği MİLGEM'ler. Pakistan'a tasarımı da transfer edecek şekilde 4 MİLGEM üretiyoruz. Türkiye geliştirdiği sistemlerde hiçbir zaman kıskanç davranmıyor."

- "Hong Kong merkezli bir şirket oluşumu içine girdik"

ROKETSAN Genel Müdür Yardımcısı Murat Kurtuluş da Azerbaycan ile işbirliklerine işaret ederek, bunları geliştirmek istediklerini söyledi.

Şirketin Körfez ülkeleri bazında da gerek sistem gerek ürün gerek teknoloji açısından birçok çözümü sunabildiğini belirten Kurtuluş, "Savunma sanayisinde belli noktaya gelmiş, çalışmalarını üst seviyelere çıkarmış bir ülke Türkiye. Filipinler, Endonezya, Bangladeş, Malezya ve Güneydoğu Asya gibi daha uzak coğrafyalarda yer almak için çalışmaya devam ediyoruz. Buralarda önemli işbirliklerinin açılacağını görüyoruz. Gelişen teknolojilere daha erken vakıf olabilmek amacıyla Hong Kong merkezli bir şirket oluşumu içine girdik." dedi.