İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - Tekstil mühendisi Dr. Güneş Sayıt, tekstil atıklarının takibinin yapılmasını ve geri dönüşüm süreçlerinin uçtan uça yönetilmesini sağlayan bir platform geliştirerek sektörün atık miktarının azaltılmasına katkı sunduklarını belirtti.

Her yıl yaklaşık 100 milyar parça ürünün piyasaya sürüldüğü tekstil sektörü, su ve karbon ayak izi en fazla olan sektörlerin başında geliyor. Sadece pamuklu bir tişört üretimi için kullanılan su miktarı 2700 litreyi bulurken 2050 yılına gelindiğinde dünyanın toplam karbon bütçesinin yüzde 26’sının tek başına tekstil sektörü tarafından tüketileceği öngörülüyor. Tekstil atıklarının yüzde 95’i geri dönüşüme uygunken yalnızca yüzde 15’i geri dönüştürülüyor. Tekstilden yine tekstile geri dönüşüm oranı ise yalnızca yüzde 1 olarak hesaplanıyor.

Tekstil üretiminde atık azaltma yöntemleri çevre dostu üretim açısından büyük önem taşıyor. Pek çok alanda olduğu gibi tekstilde de dijitalleşme ve teknolojinin gelişimi atık yönetimini her geçen gün daha da kolaylaştırıyor.

Swatchloop firması kurucularından Sayıt, AA muhabirine, dünyada her yıl 92 milyon ton tekstil atığı oluştuğunu ve büyük miktardaki üretim sonrasında düşük orandaki geri dönüşüm oranları nedeniyle hem ham madde olarak bir kayıp yaşandığını hem de bu atıklardan kaynaklı çevresel zararlar meydana geldiğini söyledi.

Atıkların kaynağında ayrıştırılmasının önemine değinen Sayıt, "Karmakarışık gelen atıkları işçiler birebir dokunarak, gözüyle seçerek ayıklamaya çalışıyor. Tabii ki bu teknik bir ayıklama, doğru bir ayıklama olmuyor. Bunun yanında da çok ciddi bir iş gücü kaybı oluyor. Geri dönüşüm süreleri de çok uzuyor. Doğru ayıklama olmadığı için atıklar doğru geri dönüşüm işleminden geçmiyor ve sonuçta çıkan ham madde oldukça verimsiz ve maliyeti çok yüksek bir ham maddeye dönüşmüş oluyor. Bu da yeniden kullanımı engelleyen bir sebep." dedi.

- "Sistem atığı tanımlayıp, hızlıca sınıflandırıp buna bir dijital kimlik oluşturuyor"

Sayıt, dünyada hızlı modanın çevresel yükü ne kadar artırdığıyla ilgili tüketici bilincinin ve döngüselliğin artırılması için birçok çalışma yapıldığını hatta Avrupa Birliği'nin bu konuda regülasyon yayımladığını aktardı.

Kendilerinin de döngüsel ekonomiye katkı sağlamak amacıyla bir atık yönetimi platformu geliştirdiklerini bildiren Sayıt, hedeflerinin atık problemini ve neden olduğu çevresel yükü azaltmak olduğunu kaydetti.

Sayıt, platformun çalışma prensibini şöyle özetledi:

"Tekstil atıklarının kaynağında sınıflandırılmasını ve sistem üzerinde dijital ikizinin oluşturulmasını sağlıyor. Sistem, atığı tanımlayıp, hızlıca sınıflandırıp buna bir dijital kimlik oluşturuyor. Bu oluşturduğu dijital kimlikle birlikte atığın hangi aşamada olduğu, hangi toplayıcı tarafından alındığı, hangi geri dönüşüm firmasına götürüldüğü, orada hangi işlemlerden geçtiği ve neye dönüştüğü gibi birçok bilgiyi anlık olarak tüm paydaşların takip edebildiği bir atık yönetimi platformu olarak hizmet veriyor ve döngüsel ekonomi çözümleri sunuyor."

Platformun tüm tekstil atıklarının yönetim sürecini dijitalleştirerek, sektördeki üreticilere ve markalara sürdürülebilir atık yönetim zinciri kurma ve yönetme imkanı sunduğunu dile getiren Sayıt, "Makine öğrenmesi temelli yapay zeka özelliğimiz var. Bunu da atığın doğru geri dönüşüme yönlendirilmesinde kullanıyoruz. Yani aslında firmalara atığın hangi geri dönüşüm işleminden geçmesi gerektiğiyle ilgili yönlendirmeler sağlıyoruz. Atık ve geri dönüşüm firması eşleştirmeleri yapıyoruz. Sistem, firmaya 'senin atığını en iyi değerlendirecek geri dönüşümcü bu' gibi bir yönlendirme yapıyor ve bu sayede de aslında daha verimli bir geri dönüşüm sürecine yönlendiriyor." diye konuştu.

- Platformun çevresel etkileri ve karbon ayak izine faydası

Hedef kitlelerinin geri dönüşüm zincirindeki tüm paydaşlar olduğunu, bunun yanı sıra ileri dönüşüm aşamasında atıkları değerli ürünlere dönüştüren ve kadınlar tarafından işletilen mikro işletmelerle işbirlikleri yaptıklarını anlatan Sayıt platformun sağladığı çevresel etkiye de değindi.

Sayıt, "Tekstil atıklarını dijital olarak takip ettik ve doğru geri dönüşüme yönlendirilmelerini sağladık. Bu sayede de 6 milyon metreküp su ayak izinin korunmasını, 80 bin kilodan da fazla karbon emisyonunun azaltılmasına destek olduk." sözlerini sarf etti.

Platformun firmalara atık geri dönüşüm süreçlerinde sağladığı şeffaflık sayesinde buradan elde ettikleri verileri geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik raporlamalarında kullanabilme imkanı sunduğuna işaret eden Sayıt, bu durumun yakın gelecekte hayata geçecek regülasyonlara uyum sağlayan firmaları bir adım öne çıkararak rekabet avantajı sağlayacağından bahsetti.

- "Süreçlerin sıfır atık prensiplerine uyum göstermesini sağlıyoruz"

Sayıt, atık hiyerarşisinin her basamağının çok ayrı bir değerinin bulunduğunun, önceliğin atık çıkarmamak olduğunun fakat atık oluştuysa da bertarafa gitmeden geri veya ileri dönüşüm için harekete geçmek gerektiğinin altını çizdi.

İshak Paşa Sarayı bayram tatilinde ziyaretçilerini ağırlıyor İshak Paşa Sarayı bayram tatilinde ziyaretçilerini ağırlıyor

Girişimlerini sıfır atık anlayışı temelinde şekillendirdiklerini ifade eden Sayıt, sözlerini şöyle tamamladı:

"Her atığın mutlaka girdi olarak kullanılması bizim için çok kıymetli. Aslında biz bu yolculuğa da bu amaçla çıkmıştık. Doğru ve kaynağında tanımlama ve sınıflandırma sayesinde de her atığın uygun geri dönüşümle eşleşmesini sağlıyoruz. Bu sayede döngüselliği de artırmış oluyoruz. Yani sistemimiz sayesinde hiçbir atık bertaraf edilmemiş oluyor ve her atık değerlendirilmiş oluyor. Böylece hem döngüselliği artırmış hem de süreçlerin sıfır atık prensiplerine uyum göstermesini sağlıyoruz. 2025 yılı içinde farklı sektörlerdeki atık yönetimi ve dijital ürün pasaportu oluşturma süreçlerini de izlenebilir hale getirmeyi hedefliyoruz."

Kaynak: AA