Huzur kalmadı artık kimsede. Bir taraftan hergün artarak devam eden insanlarımızın canlarını alan morallerimizi sıfıra indiren bu kovid-19 denen virüs. Diğer taraftan artarak devam eden yoksulluk. Pazarlara gidip halkın sorunlarını dinleyen muhalefet millet vekilleri hergün binbir türlü acıyı, yoksulluğu dinleyip onların sorunlarına çareler bulmak için neler yapıması gerektiğini söyleyip anlatmaktalar.
Akşam üzerleri pazarların sonunda yerlere dökülen sebzelerden seçerek eve götürmeye çalışan insanları gördükçe huzur mu kalır insanda?
Bizim ülkemizde huzur zaten yok olmakta.
Yıllar sonra halkın tarlasında çürümekte olan patateslerini toplayıp ihtiyaç sahiplerine vermek için adım atıldı.
Oh dedik !
Çok şükür dedik !
Bizleri düşünen birileri çıktı ortaya diye sevindik.
Bir nebze olsun yaralara pamuk sarılıyor diyerek sevindik. Ama artarak devam eden pahalılıklar, enflasyon belası bellerimizi bükmeye devam ediyor.
Eve ekmek götüremediği için kendini intihra sürükleyen huzursuz yoksul insanlarımız aratak devam ediyor.
Biz kadınlara birazcık haklarının verilmesini sağlayan, onlarınsa Allahın kulu olduğunu hatırlatan İstanbul sözleşmesinden çıkarak tersine gitmeye devam ediyoruz.
İnsanlarımız ve İstanbul halkı hatta tüm ülkemizin insanları kanal istanbul için yapılmasın.
Sonra susuz kalcağız.
Havasız kalacağız diye yırtınarak çağrışıyor.
Ama duyan yok.
Siz istesenizde istemesenizde yapacağız diyorlar.
Halkımızıla inatlaşsınlar diye mi seçip başımıza getirdik ülkemizi yönetenleri.
Yoksa bizi eğitimde, sağlıkta, ekonomide diğer uygar ülkeler düzeyine çıkarsınlar diye seçmedik mi? Ülkemizdeki yoksulluğu gidermek, yolsuzlukları önlemek, adaleti herkese eşit uygulasınlar diye seçip başa getirmedik mi?
Yani biriki satır yazı yazarken, bir iki kelime söylerken başıma neler gelir diye çekinir haldeyiz.
En küçük bir eleştiride terörist, vatan haini oluyoruz. Aslında bizler de atalarımız gibi vatanımız için, ülkemiz için canımızı vermekten kaçınmayız.
Çünkü biz atalarımızdan böyle gördü.
Onların yaptıklarını dinleyerek büyüdük.
Arkadaşlar bu ülke hepimizin. Bizler bu topraklarda doğup büyüdük. Bu topraklarda öleceğiz.
Ama ayrışıp ötekileştirerek bir yere varamayacağımızı idrak edelim.
Dış düşmanlar dediklerimiz ayağımızın kaymasını bekliyorlar.
Biz boğazlarımızı sağlama alan montrö anlaşmasına sahip çıkmalıyız.
Yoksa bir kaosun içine sürüklenerek birlik ve beraberliğimizi kaybederiz.
Güzel vatanımızın parçalanmasıa vesile oluruz.
Ne olur artık birlik içinde olalım.
Hep,inize sağlık ve huzurlar dileim.