Teksas eyaletinin başkenti Austin üçüncü durağımızdı ve ben o zamana kadar Dallasın başkent olduğunu zannediyordum. Belki de bir çok kişi benim gibi düşünüyordur. Sicilyanın Amerika'da olduğunu sanan genç doktorlarla tanıştım.
Yani belkide kızmakla kendime haksızlık ediyorum
Teksas içinde hiç uçak kullanmadık çünkü mesafeler çok uzun değil ve otobüs seferleri düzenli. Genelde Meksikalılar yada siyahlar seyahat ediyorlar, güvenli ve eğlenceli. Austin en çok sevdiğim şehir oldu nedenlerine gelince...
Birincisi evsiz sayısı fazla yok kendimi güvende hissettim. İkincisi öteki eyaletler gibi muhafazakar değil hatta New York kadar olmasa bile çılgın insanların yaşadıği şehir bunu ilk anda bile hissedebiliyorsunuz. Özgür ama asil. Zaten yaş ortalamasıda 33 mid dersem daha iyi anlaşılır. Teksas üniversitesi öğrencilerinin kaldığı yeni yapılan bir gökdelende airbnb'den ev kiraladık, yirminci kattaki dairemizden Austin manzarası inanılmazdı.
Özellikle hava kararınca şehir ışıl ışıl oluyor. Sanki salonumuzdan meşhur Kapitol binasını uzansam tutacağım. 1888 yılında Inşa edilen bina şehrin simgesi olmuş hükümet meclis binası gündüz halkın ziyaretine açık. Neoklasik mimarisi geceleri beyaz ışıklandırmayla inanılmaz güzel.
Austin bir müzik şehri. Yolda giderken her köşeden bir gitar çıkıyor. Biz turistlerde bunu fırsat bulup hemen gitar başı bir foto çektiriyoruz. Dünyanın konser başkenti olduklarını iddia ediyorlar. Bu konu haķkında biraz şüphelerim olsa da Austin de müziğin önemli bir yeri var o kesin Teksasın en keyifli gece hayatıda burda. Country, blues, caz ne tür ararsanız her çeşit mevcut. Özellikle country muzik yapan barlarda kovboy şapkalı ve çizmeli turistlerle sabahın ilk ışıklarına kadar dansetmek unutulmaz Teksas anılarım içinde her zaman muhafaza edilecek.