Allahtan bu gün şehit olmadıda biraz yüreklerimiz burkulmadı. Bu canlar gittikçe yürek yanıklarından, üzüntülerden ne yapacağımızı dahi bilemez olduk. Benim canım şuna sıkılıyor. Arakan ve bilmem falan arap ülkesinde olan bir olay tabiki bizide üzer. Kimsenin canı yanmasını istemeyiz. Ama onlar için kendini parçalayan sözde kendilerini en derin müslüman sayanlardan bizim şehitlerimize fazla bir sesi çıkmıyor. Onlar müslüman kardeşte bizimkiler değil mi? Esas müslüman kendi vatanı, topraklarını korumak için canını veren, kanını akıtanlardır. Geçen hafta cuma hutbelerini hepimiz dinledik. Çanakkale savaşının kazanılmasını sağlayan ulu Önderimiz Atatürk’ten bahsetmeyi bile kendilerine yediremediler. İçlerinden çanakkale savaşı kazanılmasydı diyen soysuzlar bile var.
Nedir bu Atatürk düşmanlığı anlamadım gitti !
“Türk’ü ölümden odur kurtaran.
Odur vatanı yeniden kuran.
Yaptığı ordu düşmanı yendi.
Odur vatanı yeniden kuran”
... diye methiyeler yazanlar yalan yere yazmış bu sahtakerlerce herhalde.
İngiliz savaş Başbakanı ünlü Winston Churchill boşuna Atatürk’e Türklere yenildim diye İngiltere parlementosunda istifa etmiş herhalde...
Kendilerini müslüman sayıp paye kapmaya çalışanlar belki okuma yazmayı Atatürk’ün kurduğu okullarda öğrendiler. Yoksa Arapça öğrenip Araplar gibi yaşayacaklardı... Belki de onu istemiyorlardır. Bunlar hep yüce kutsal kitabımızın emirlerini, bilgilerini arapça okumasını isterler. Arap’çayı Türkçe’ye bile çeviremezler. Ama bizim başımıza hoca kesilirler. Bu arada gerçekten dinimizi anlatan, bizlere doğru you gösteren gerçek hocalara değildir sözlerim.
Atatürk onları ayrı tutmuştur.
Bunlar arasında seçimini de onların bilgilerine göre seçmiştir.
Herhalde sahteliklerini ortaya çıkardığı için böyle davranıyorlar. Ama Ata’mızı unutturamazlar. Onun yaptıklarını örtemezler.
Altın balçığa düşse değerinden birşey kaybetmez.
Ne mi istiyoruz?
Kuran’ınımızın sözlerini, peygamberimizin içtihatlarını gerçek anlamlarıyla Türkçe anlatıp yaşatan din bilgini hocalar istiyoruz.
Öyle bir karış sakal bırakıp bir cübbe giyip başınada sarık sarıpyürümeye bile takatları olmadığı halde tekerlekli sandalyelerde insanlara ellerini, eteklerini öptürüp hocayım diye insanlarımzı kandıranları istemiyoruz.
Neyse biraz içimdekileri dökeyim dedim. Hiç kimseyle bir alıp veremediğim de yok Allah şükür. Hasbel kader bir eğitimci olarak yapılan hertürlü yanlışlara karşı çıkmak, doğruların anlatmayı görev addediyorum.
Yani şimdi ülkemizdeki aykırılıkları, yapılanları söylemeyelim mi?
Geçen gün benzine yine zam geldi.
Oh ne iyi oldumu diyelim?
Bu ülkede yaşadığımız için olumlu veya olumsuzlukları yazıp söylemek görevimizdir diye düşünenlerdenim.
Allah ülkemizi ve bu ülkede yaşayanları hatta tüm insanlığı afetlerden korusun.
Herkese dirlik ve düzenler versin.
Bu arada bu yıl kurak geçiyor.
Allah yardımcımız olsun.
En iyisini o bilir.
Hepinize sağlıklar dilerim.