Ah telefonum nerede !
Kayboldu mu acaba ?
Tamam cebimdeymiş...
Oh rahatladım kaybetmemişim…
Instagram’da kim nerede ne yapmış telefondan bir bakayım !
Laptop’tan Facebook’a bakmayı unuttum tüh ! Hemen bakayım...
Bir karıştırayım sosyal medyada ortalık ne halde…
Ipad’ten e-maillerimi kontrol etme zamanı geldi…
Sizde bu soruları gece gündüz kendinize sorarak sürekli akıllı telefonlara, ipadlere laptoplara yapışıyorsanız hastasınız demektir.
Evet hasta !
Psikolojimizi yani ruh sağlığımızı bozan bu hastalık ile nasıl başedebiliriz?
Önce hastalığın adını koyalım.
Adı Nomofobi.
Teknoloji çağının hastalığı Nomofobi nedir?
Uzmanlar söyle açıklıyor: “No mobile Phobia’dan türetilen nomofobi; cep telefonu ile sağlanan iletişimden kopmaktan aşırı korkma anlamına geliyor. Yani cep telefonundan bir şekilde mahrum kalma kokusudur. Modern çağın yeni sendromlarından biri olarak tanımlanabilecek bu durum, özelikle akıllı telefonların kullanımının giderek artmasından sonra yaygınlaşmaya başladı. Teknoloji geliştikçe yaşam şekli de değişiyor. Özellikle çocuk ve gençler için teknolojik ürünler birer ‘gereklilik’ haline geliyor. Ancak bu durum, teknoloji bağımlılığı gibi olumsuzluk sonuçlar doğurabiliyor. Çeşitli korkular gelişebiliyor. Bunlardan biri de ‘nomofobi’dir.”
Teknoloji çağının hastalığı Nomofobi ile uzmanların görüşü böyle.
Bizler Teknoloji çağının nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyoruz ama gerektiğinden daha çok vakit ayırınca sorunlar başlıyor.
Uzmanlar şu tepkileri veriyor musunuz diye soruyor ?
Bir düşünün bu tepkiler bizde var mı ?
-Kişinin telefonu yokken kendini “eksik” gibi hissetmesi, boşluk duygusu yaşaması,
-Telefonu yanındayken bile obsesif bir şekilde kontrol etme,
-Şarj bitince kendini aşırı çaresiz hissetme,
-Telefonunu bir yerlerde unutmak, telefonun arızalanması yani telefonunu kullanamamaktan korkma,
-Telefonu olmayınca baş dönmesi, kalp çarpıntısı, nefes almada zorluk, mide krampları gibi bir takım anksiyete belirtileri yaşaması.
Başkalarını gözetlemek ve görünür olmak
Uzmanlara göre; “Teknolojik aygıtlar ve sanal ağlar artık bir iletişim ve onun da ötesinde bir temas biçimidir. Telefonlar aracılığıyla sosyal medyayı takip etmek, gelişmeleri anında öğrenmek, başkalarını gözetlemek ve görünür olmak bu bağımlılığı tetikliyor. Sosyal ağlardaki “Görünüyorum öyleyse varım” diye düşünen kişiler, telefon söz konusu olunca “Ulaşıyorum/ulaşılıyorum öyleyse varım” diyor. Telefonla internete kolayca ulaşmak bu fobiyi besleyen en önemli kaynak.”
Unutmayalım ne kadar da çok kullansakta teknoloji çok önemlidir ama asla gerçek ilişkilerin yerini tutmaz. Eşimiz dostumuz akrabalarımız arkadaşlarımız çocuklarımız ailemizle daha çok vakit geçirelim.
Tatillerde, telefonu, tableti… evde bırakın
Gökyüzünün nasıl olduğunu gözlemleyin.
Çiçeklere ya da çimenlere dokunun.
Yüzün koşun sohbet edin…
Teknoloji size değil, siz ona hükmedin !
İyi tatiller dilerim
24 Temmuz Basın Özgürlüğü Mücadele Günümüz kutlu olsun