Son günlerde, Türk Hava Yolları’nda (THY) asker kökenli 100 civarında Yunan pilot işe alınırken, Yunan milli havayolu şirketi Olympic Hava Yolları’nın Türk pilotları kesinlikle işe almadığını anlatan köşe yazılarına rastlıyorum. Ama bu yeni bir şey değil ki! Bu düşmanlığın nedeni ve kökleri var! Ülkemiz, halen içinde bulunduğu felaket durumuna bir günde gelmedi! Türkiye’nin 15 Temmuz Darbe Girişimi ile karşılaşmasının tartışmasız en büyük müsebbibi iktidar iradesidir.
Tam 5 yıl önce (7 Şubat 2013), THY’de istihdam edilen pilotlar konusuna da değindiğim ve “100 Yıl Önce, 100 Yıl Sonra” başlığı altında yazdığım yazımı tekrar görüşlerinize sunuyorum.
“Genelkurmay Başkanlığı, 100’ü aşkın savaş pilotunun istifası ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; ‘Ayrılan her personelin yerine aynı ehliyette başka bir personel görevlendirilmiştir. İstifa ve emekliliğin doğal, kişisel bir hak olduğu unutulmamalıdır’ demiştir.
Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidiniz, yüzbaşı rütbesinde (31-37 yaş) ve bu kadar çok sayıda pilotun bir anda istifa etmesi çok vahim bir olaydır. İngiltere ve Fransa gibi ülkeler de bile bu sayıda pilotun istifası, icra edilen görevleri çok ciddi bir biçimde sekteye uğratır ve öncesinde bunu görüp gerekli tedbirleri almayan Genelkurmay Başkanı’nın görevden alınmasına veya istifa etmesine neden olur.
Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı bu açıklama, anormal ve olağanüstü bir olayı normalmiş gibi gösterme gayretidir. Olay, sadece pilotlarımızın istifa meselesi de değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı tasfiye amaçlı operasyonlar ve karalama kampanyaları yoğun bir şekilde devam etmektedir. Daha ne olsun! 5 ay sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacağı kesin olan Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner istifa etmiştir, bu normal midir? 400’e yakın sayıda muvazzaf ve emekli askerlerin zindanlarda olması sıradan bir olay mıdır?
Türk Silahlı Kuvvetleri personeline karşı ailelerini de hedef alıp canından bezdirmek ve meslekten ayrılmalarını sağlamaya yönelik saldırılar için Genelkurmay Başkanı hangi tedbirleri almış veya almayı düşünmektedir? Genelkurmay Başkanı, personeli için dayanılmaz boyutlara ulaşan bu ağır saldırı ortamında, hele bu sene mecburi hizmetin 15 yıldan 10 yıla inmesi ile birlikte çok fazla sayıda istifanın geleceğini görememiş midir? Yoksa bu sorunları iletmiş de Başbakan’ın mı umurunda olmamıştır?
Dijital terör unsuru sahte ve düzmece delillerle sürdürülen siyasi davalarla, karalama ve itibarsızlaştırma kampanyaları nedeni ile mazisi şan ve şerefle dolu kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin moral ve motivasyonu çok kötü durumda olup, nitelikli komuta gücünün çok büyük bir bölümünü kaybetmiştir.
Anayasamızın 117’inci maddesine göre; ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt savunmasına hazırlanmasından Meclis’e karşı Bakanlar Kurulu sorumludur’ Başbakan ve Bakanlar Kurulu bu konuda tedbir almadığı gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu duruma düşmesinin önünü açmıştır.
Amaçları; Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmek ve rejim değişikliği yapmaktır. Bu nedenle Türk Devrimlerine, Cumhuriyetimize, Atatürk’e ve askerimize düşmanlık yapılmaktadır.
Askere karşı yapılan düşmanlıklardan küçük bir örnek; Türk Hava Yolları’nda asker kökenli pilotların hemen hemen hepsi tasfiye edilmiş, yerlerine ise yabancılar, Yunan pilotlar alınmıştır.
Kimdir bu Yunan pilotlar? 8 Ekim 1996’da, Sakız Adası açıklarında Türk F-16’sını arkadan kahpece vurarak pilotumuz Yüzbaşı Nail Erdoğan’ı şehit eden Mirage 2000’in Yunan pilotu Grivas’ın arkadaşları ve yurttaşlarıdır. Pilotumuzun Yunan pilotlar tarafından şehit edildiği gerçeği tam 7 yıl sonra, AKP iktidarı döneminde ortaya çıkmış ama Hükümet kılını bile kıpırdatmamıştır. Askerimizin başına çuval geçirildiğinde de aynı şey yapılmıştır!
AKP iktidarında THY, kokpite (pilotun bulunduğu uçuş kabini) Besmele ile giren asker kökenli pilot yerine, İstavroz çıkararak giren Ortodoks’u istihdam etmeyi politikalarının gereği saymıştır. Müslüman olduğunu iddia edenlere duyurulur!
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı sürdürülen operasyonların arkasında emperyalizm vardır. Amacı askerleri hizaya getirmektir. Bu hiza; emperyalizmin çıkarına olan, ülkemizi bölecek, rejim değişikliği yaptıracak ve taşeronlaştıracak çizgidir. Bugün esir olan Türk Silahlı Kuvvetleri Türk Halkı tarafından kurtarılmadıkça, bu hizaya geliş daha da hızlanacaktır.
Yaklaşık 100 yıl önce, millet-i sadıka olarak adlandırılan Ermeniler emperyalizm tarafından türlü vaatlerle kandırılarak isyan ettirildiler. Belki de bin yıldır huzur içinde beraber yaşadıkları topluma ihanet ettiler ve Ruslarla savaşan Türk Ordusu’nu arkadan vurdular.
100 yıl sonra, yine emperyalizmin bin bir yalanı ve dolanı ile kandırılan, bu sefer Müslüman olan ya da Müslüman olduklarını sanan cemaat, CIA güdümünde askerleri hizaya getirmek için Türk Ordusu’nu arkadan vurmuş ve hançerlemiştir.
Yüz yıl önce kazanan emperyalizm, kaybedenler ve acı çekenler ise Ermeniler dahil bu toprakların insanları olmuştur. Cemaat tarafından kutsal dinimiz kullanılarak kandırılanlar bilmelidirler ki; kazanan yine emperyalizm olacak, kaybedenler ise onlar da dahil olmak üzere hepimiz olacağız.”
Ali Avcu’nun Siyah Beyaz Yayınları’ndan çıkan “KIRMIZI ALARM-FETÖ MAĞDURLARI, At İzi İt İzine Karışmasın Diye…” adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Kitapta bu köşenin yazarı ile ilgili de bir bölüm var.
Not; Dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’di.