Dünya Bankası (World Bank) geçtiğimiz hafta ilginç bir rapor yayınladı. Rapor, verinin insanlık için daha iyi bir yaşam oluşturulması amacı ile nasıl kullanılabileceğini inceliyor. Ancak yine aynı raporda, veri yönetimindeki uygunsuzlukların büyük sorunların oluşmasına gebe olduğuna da dikkat çekiyor.
BUGÜN: VERİNİN BOYUTLARI
Dünya Bankası geçen hafta “Daha İyi Hayatlar için Veri” (Data for Better Lives) başlıklı bir rapor yayınladı. Rapor veriyi ve veri yönetimini nasıl ele almamız gerektiğini, verinin yaşamımızdaki boyutları üzerinden inceliyor.
Artık tüm politikaları yöneten verinin yaşamımıza olumlu etkilerini farklı boyutları ile analiz eden rapor aynı zamanda karşı karşıya olduğumuz riskler konusunda da uyarılar içeriyor.
Birinci boyut, veri kullanımı adaletinin sağlanması. Ekonomik ve politik gelişimin önemli bir unsuru olan verinin üretilmesi için toplumsal bir veri paylaşım mekanizmasına ihtiyaç olduğu açık. Ancak bu değiş tokuşun güvenli ve adil bir şekilde yapılmaması durumunda toplumun dezavantajlı kesimleri aleyhine bir durum oluştuğu görülmektedir.
İkinci boyut, verinin kamu yararına kullanılması. Nitelikli bir veri edinimi ve yönetimi kamu sektörünün daha iyi bir hizmet vermesine olanak sağlamaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde ise, kamuda kaynak yetersizliği, veri sistemlerinin bozukluğu ile veri okur yazarlığının düşük olması gibi unsurlar, bu beklentiyi düşürmektedir.
Üçüncü boyut, verinin özel girişimleri geliştirmesi. Özel sektörde verinin bir karar alma aracı olarak kullanılması, sosyal katkısı daha yüksek çalışmaların yapılmasına olanak sağlamaktadır. Ancak veri kullanım kabiliyetinin ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermesi, küresel ölçekte haksız rekabet makasının da açılmasına neden olmaktadır.
Dördüncü boyut, verinin yenilikçi faaliyetleri geliştirmesi. Kamu ve özel sektörde verinin akılcı kullanımı insani gelişimi desteklemekte ve sorunlar karşısında yenilikçi çözümlerin bulunmasına olanak sağlamaktadır. Bu olumlu etkiye karşılık, özellikle özel sektör verilerinin küresel paylaşımında yaşanan sorunlar yine küresel bir veri adaletsizliğinin oluşmasına da zemin oluşturmaktadır.
DÜN: VERİ POLİTİKASI ALANLARI
Verinin yaşamımıza olan etkisi böyle iken, veri yönetimine değin yaklaşımlar da büyük önem kazanıyor. Özellikle son yirmi yılda büyük bir gelişim yaşanan dijital teknolojilerin ürettiği verinin politik yönetimi konusunda yaşanan sıkıntılar da yine raporda mercek altına alınıyor.
Birinci politika alanı, veriye eşit erişimin sağlanması. Küresel ölçekte veri toplama ve işleme teknolojilerinde yüksek ivmeli bir gelişim yaşanmaktadır. Politika yapıcıların yerel altyapıyı geliştirmeleri, veri üretiminde dışlanmış ancak verileri kullanılan kesimlerin leyhine olacak şekilde küresel ve yerel veriye erişim kabiliyetini geliştirecek altyapı çalışmaları yapmaları gerekmektedir.
İkinci politika alanı, bir güven ortamı yaratmak. Ne yazık ki, kamu ve özel sektörün, veriyi kötü niyetli kullanımını engelleyecek bir düzenleme bulunmamaktadır. Küresel ölçekte verinin güvenli işlenmesini ve kötü niyetli kullanımını engelleyecek, verinin gerçek sahiplerinin süreçlere katılmasına olanak sağlayacak uluslar arası bir mutabakat alanının oluşturulması gerekmektedir.
Üçüncü politika alanı, veri ekonomisine erişimi sağlamak. Veri işleme kabiliyeti, her boyutta haksız rekabete ve karar alma yetkinliği dengesizliğine neden olmaktadır. Veriye hakim olanların giderek güçlenen tekelci bir yapıya dönüştükleri görülmektedir. Bu tekelci yapılaşmayı önleyecek politikaların geliştirilmesi gerekmektedir.
Dördüncü politika alanı, çok paydaşlı bir katılım mekanizması oluşturmak. Verileri yönetmesi gereken kurumların dört ana işlevi yerine getirmesi gerekmektedir. Bunlar sırası ile, stratejik veri planlaması yapmak, veri için kuralları ve standartları oluşturmak, uyum ve yaptırım mekanizmalarını geliştirmek, sorunları tespit etmek ve önlemek için bilgi sistemi sağlamak. Bu dört işlevin toplumun veri ile ilgili tüm paydaşlarını kapsayacak şekilde bir mekanizma ile yürütülmesini sağlayacak politikaların oluşturulması kaçınılmazdır.
Geçmişten günümüze yaşadıklarımızı düşündüğümüzde, bu veri politikası alanlarında küresel bir dengesizliğin yaşandığına şahit oluyoruz. Oysa ki veri yönetimi ve veri politikalarının, değer, güven ve eşitlik zemininde ve ortak bir toplumsal yarar anlayışı ile ele alınması gerekmektedir.
YARIN: BİR ÖRNEK OLARAK GÜNEY KORE
Verinin toplum yararına ve eşitlikçi bir şekilde kullanılmasına olanak sağlamak için bütünleşik bir veri sistemi oluşturulması gerekmektedir. Ülkelerin güvenilir, adil şekilde erişilen ve kullanılabilen bir veri altyapısına sahip olmalarına olanak sağlayacak, uzun dönemli bir veri politikası oluşturması ve bunun hem kamu hem de özek sektör için bağlayıcı olması kritik bir öneme sahiptir.
Geçtiğimiz yıl, “Yeni Anlaşma” (Korean New Deal) başlığı ile ulusal veri politikasını açıklayan Güney Kore, bu yaklaşıma güzel bir örnek olarak incelenebilir. Çok sayıda paydaşın katılımı ile toplumsal bir mutabakat belgesi olarak yayınlanan yeni anlaşma üç alt anlaşmayı içeriyor. Bunlar, ‘dijital yeni anlaşma’, ‘yeşil yeni anlaşma’ ve ‘güvenilir altyapı’ başlıkları ile sunuluyor.
Ülkenin yüz yıllık altyapısının nasıl oluşturulacağını aktaran belgede Güney Kore’nin yeni anlaşmalarından şöyle bahsediyor. Dijital yeni anlaşma ile gelecek endüstrilerin ve yenilikçi kamu hizmetlerinin yolunu açan akıllı bir ülke. Yeşil yeni anlaşma ile küresel iklim eylemine katılan, insanlar ve doğa arasında denge kurmaya çalışan yeşil bir ülke. Güvenilir altyapı ile işsizliğe karşı koruma sağlayacak, yeni istihdam fırsatları için kapasite oluşturacak güvenilir bir ülke.
Veri ve veri yönetimi iki ucu keskin bir bıçak. Bir yandan ekonomik ve sosyal gelişimi hayal edemeyeceğimiz boyutlarda ve olumlu yönde beslerken, diğer yandan erişim kısıtlılıkları ve karar alma süreçlerine katılmayı engelleyen tekelci yapılar nedeni ile eşitsizlikleri daha da arttıran bir fenomen. İvedilikle bu gelişimi önlenemez fenomeni toplumsal fayda temeline oturtacak küresel ve yerel politika ve stratejilere ihtiyacımız olduğu ise açık.