Bu haftaki konuk yazarımız Sinem Colpan
Merhabalar sizlere çanakkalenin saklı cenneti Dalyan köyünden bahsetmek istiyorum geyikliden sahil şeridinden geldiğinizde odunluk iskelesi ve ardından dalyan köyüne ulaşıyorsunuz muhteşem doğası ile deniziyle karşınızda bozcaada mis gibi saf oksijen tarihi yerleşkeleri ile herkezin görmesi gereken bir yer şimdi sizlere sırayla tanıtmak istiyorum Odun iskelesinden Assos yönüne doğru giderken 3 km. sonra Dalyan tabelasını göreceksiniz. Yükyeri iskelesinden 6 km. uzaklıkta.
Dalyan, ufak bir balıkçı köyü. Sadece balıkçı tekneleri için korunaklı bir limanı bulunuyor. Günbatımlarını köyden seyretmek civarda bir gelenek. Karşınıza Bozcaada’yı alarak; mendirekten, balıkçı restoranlarından ya da köyün kahvesinden seyredebilirsiniz bu muhteşem manzarayı.
Köyün en ilgi çekici yanı kırmızı renkli gölü. Bu ufak göl, balık restoranlarının arkasındaki tepeyi tırmanınca çıkıyor karşınıza. Gölün içerdiği yoğun tuzdan dolayı kırmızıya çalan bir rengi var. Halk arasında tuz gölü olarak da anılıyor.
Göl etrafında farkedeceğiniz antik kalıntılardan anlaşılacağı üzere burası eski bir yerleşim yerinin parçası, Alexandra Troas antik kentinin limanı. Kırmızı gölün etrafında ve deniz kıyısında görülen kocaman granit sütunlar, mezar kapakları sanki etrafa saçılmış gibi duruyor. O kadar dokunulmamış ve bakir bir havası var ki ortamın, toprağın altında gömülü şehri hayal etmek insanı heyecanlandırıyor.
Bu büyüleyici ortamda piknik yapabilir, antik limandaki sütunların arasından denize girebilir ya da uzun yürüyüşlerle etraftaki diğer kalıntıları keşfedebilirsiniz.
Zamanının önemli şehirlerinden biriymiş Alexandra Troas. Bunda ticaret yaparak dünyaya açıldığı limanının payı büyük. Antik Neandria kentinin yakınındaki taş ocaklarından çıkarılan devasa granit sütunlar, tomruklar üzerinde kaydırılarak bu limana taşınırmış. Buradan gemilerle dünyanın önemli kentlerine gönderilirmiş.
Granit sütunlar abide ve mezar yapımında sütun ve basamak taşı olarak kullanılırmış. Suriye’deki Palmyra antik kentinde, Roma da dahil pek çok İtalyan kentinde bu sütunlar kullanılmış. Sütunlardan sekiz tanesi şu anda Vatikan’da bulunuyor.