Suriye’de bazen beklenmedik olaylar meydana geliyor. Esad güçlerinin sivil katliam yaptığı, bazı noktaları bombaladığı, kritik bölgelerdeki terörist gruplara karşı da hava saldırılarında bulunduğu da görülüyor.
Zaman zaman Türkiye’ye karşı bazı eylemlerin meydana gelmesi de kafaları karıştırıyor. Yapılan açıklamalarda da Esad ve bağlı birlikler suçlanıyor.
Son olay bunun tipik örneğidir:
Suriye'nin İdlib kentinde bulunan 9 Numaralı Gözlem Noktası'na intikal esnasında Türk konvoyuna bir hava saldırısı düzenlendiği belirtilen Milli Savunma Bakanlığı (MSB) açıklamasında, mevcut anlaşmalara ve Rusya ile iş birliği ve diyaloga aykırı bu saldırının şiddetle kınandığı bildirildi.
Buraya bir nokta koyalım:
Suriye’de Esad, Rusya’nın bilgisi ve desteği dışında bir adım bile atamaz. Böylesine olaylar yaşanıyorsa Rusya’nın bilgisi dışında meydana gelebileceğini düşünmüyoruz.
Esad, Suriye’de Rusya ve İran ile birlikte hareket ediyor. Esad güçlerine bu iki ülkenin destek verdiği artık açık biçimde görülüyor. İran’ın da Suriye’de söz sahibi olabilecek konuma gelmekte olduğunu görüyoruz.
İşte son olaylar:
İran destekli gruplar ile Rus özel kuvvetlerinin destek verdiği ordu güçleri, İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun ilçesine girmek için saldırı düzenliyor.
Çatışmalar hâlihazırda Han Şeyhun'a 400 metre mesafede ve ilçeye giriş noktası niteliğindeki Nimr'de sürüyor. Son bir haftadır İdlib'in güneyindeki Hama kırsalından ilerleyen ordu güçleri, Pazartesi sabah saatlerinde Nimr'den önceki kontrol noktası olan Fakir'i ele geçirmişti.
Ordu güçleri, bu hamleyle Han Şeyhun'un içinden geçen Halep-Şam M5 otoyolunu da kesti. Türkiye, Rusya ve İran 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında Han Şeyhun'u da içeren alanı İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ilan etmişti.
Han Şeyhun'un yaklaşık 10 kilometre güneyindeki Morik ilçesinin güneydoğusunda Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait bir gözlem noktası bulunuyor.
Suriye'deki askeri muhalifler, saldırıların genişlemesi durumunda Morik'teki gözlem noktasının kuşatma tehlikesine gireceğini değerlendiriyor.
Açık olan şu:
Esad kısa zamanda Suriye’de eski gücüne kavuşabilmek ve stratejik noktaları ele geçirmek için Rusya ve İran’ın desteğine muhtaç durumda. Bunun için de ülke içinde adı geçen bu iki ülkenin istekleri dışında pek bir şey de yapamıyor, adım da atamıyor.
Suriye’de Amerika le Rusya arasında bir anlaşma var. Bu anlaşma çerçevesinde iki süper güç birbirlerinin işine pek karışmıyor. Sıkıntı ise İran’ın Suriye’ye yerleşmesi ve güç bulundurması. Bundan da en fazla rahatsız olan Amerika’dır. Amerika’yı da İran konusunda İsrail sıkıştırıyor.
Aslına bakılacak olursa Amerika Suriye’den çekilme kararı almış ve bunun uygulaması için düğmeye de basmıştı. Ancak, Yahudi lobisinin ağırlığı, Amerika’nın Suriye’den çekilmesini önledi.
İkinci bir neden de Suriye’nin kuzeyinde PKK/ PYD için özerk bir yapının oluşturulması gösteriliyor.
Bir başka neden de bölgedeki enerji kaynaklarının paylaşılmasında Amerika’nın varlığının önemine dikkat çekiliyor.
Daha önce Suriye konusunda yazdığımız yazılarda bu ülkedeki kargaşanın ve sıkıntıların hızlanarak devam edeceğini vurgulamış, özellikle beka sorunumuz konusunda çok daha kararlı ve dikkatli adımlar atmamız gerektiğin anımsatmıştık.
Son gelişen olaylara baktığımızda Suriye’de suların kolay kolay durulamayacağını görmekteyiz. Biz Amerika ile uğraşırken öte yandan Rusya’nın da kendi çıkarlarını ön plana aldığını ve birçok konuda perde arkasından Türkiye düşmanlığı yaptığını da görmezden gelemeyiz.
Bu noktada Esad ile bir işbirliği bizim için daha mı olumlu olacak?
Bu konuda birçok uzman ve dış politika yazarı “Esad ile işbirliğinde yarar var” diyor. Bizi yönetenler ise Suriye konusunda Amerika ve Rusya ile işbirliğini ön plana alıyor.
Bu konudaki soruların yanıtını da bir başka yazımızda aramaya çalışacağız.