Hırvatistan’ın 1 milyona yakın nüfuslu başkenti beyaz karla kaplı kışı ile ayrı, yemyeşil ilkbaharıyla ayrı bir güzel.
Zagreb'in tarihi ortaçağa dayanıyor. Osmanlı, Avusturya, Avusturya-Macaristan ve Yugoslavya yönetimi altındaki şehir yüzyıllar boyunca farklı kültürellere ev sahipliği yapmış. Osmanlı izlerini çok açık bir şekilde görüyorsunuz hatta eğer İngilizce anlaşamıyorsanız Türkçe konuşmayı deneyin bir çok ortak kelime çıkacak. Zagreb'e her yıl 1 milyonun üzerinde turist geliyor. Barok ve gotik tarzı mimari yapısı, geniş meydanları, Arnavut kaldırımları ile kaplı dar sokakları, doğal parkları, hala üzerinden atamadığı Osmanlı ve Kominizmin izleri ile ziyaret edilmesi gereken bir şehir.
NELER YAPILABILIR
Funikülere binip tepedeki eski şehre, çıkın, yamaçlardan önünüze serilen Zagreb manzarasını seyredin. 1926’dan günümüze kadar gelen Domaç Pazarında dolaşın gerçek Zagreb halkınla ve kültürünle tanışın. Bitmiş ilişkiler Müzesinde adı üstünde, biten ilişkilerin ardından elde kalan anılar ve eşyaları görün kim bilir belki sizden bir parçada sergileniyor olabilir. Avrupa’nın en eski parklarından biri olan Maksimar'da bisiklet ya da kano ile dolaşın. Deniz ürünleri severseniz Dolaç pazarında ki Amfora restorana uğrayın. Tatlı severseniz eğer milföy hamuru ve pudra şekeri ile hazırlanan Kremsnita kahvenin yanında iyi bir seçim. Bizdeki haşhaşlı çöreklerin benzeri olan Makovniyaça'da mutlaka denenmeli. Meşhur Strukli peynir tatlısı için La Struk kafeyi öneririm. Ne içelim derseniz? Ozujsko milli biralarına o kadar yol gelmişken bir şans vermeli. Gece hayatı çok hareketli olmamasına rağmen küçüklü büyüklü bar ve diskolarda varlık gösteriyor.
Zagreb dört mevsim gidebileceğiniz, uzak olmayan, kendi halinde, sıcak insanların sizi karşılayacağı tenha bir şehir.
Haftaya görüşmek üzere