AK Parti-MHP ittifakından sonra gözler şimdi muhalefet cephesine çevrildi. Çünkü ittifakın partilere getirdiği bazı avantajlar söz konusu.
Başkent Siyasi kulislerinde ittifaklarla ilgili söylentilere kulak verelim:
“AKP’nin seçmen tabanında muhafazakâr olduğu halde kötü yönetimden şikâyet eden bir kitle var. Bu seçmen Saadet Partisi’ne yüzde 10’luk seçim barajını geçemeyeceği için oy vermiyordu, oy verebileceği başka bir parti bulamadığı için de yine tercihini AKP’den yana kullanırdı. , Saadet Partisi ve İYİ Parti ittifak yaparsa bu kitlenin yönü değişebilir. Bu iki parti de barajı geçer. Saadet Partisi oyunun tamamını AKP’den alır. Böylece AKP, MHP’yle ittifakın getirdiğinden belki de daha fazlasını Saadet’e kayan oylarla kaybeder. Aynı formül iki partinin üzerinde anlaşacağı adaya bağlı olarak cumhurbaşkanı seçiminde de çalışır. “
Zaten daha önce iktidara yakın olan bazı köşe yazarları da Saadet Partisi’nin ittifak yapması haline % 10’luk oyu AK Parti’den koparabileceği konusunda yazılar yazmışlardı.
Bazı siyasi yorumcular, AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da düzenli kamuoyu araştırması yaptırdığını, ancak şu ana kadar % 50+1 oyu göremediğini iddia ediyor. “Eğer bu oy oranı tespit edilirse erken seçim yolu da açılır” değerlendirmesini yapıyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener ile Saadet Partisi Genel Başkanı daha önce bir araya gelmiş ve önemli bir görüşme yapmışlardı. İki partinin kurmaylarının son günlerde ittifak konusunda görüşmelere hız verdiği haberleri de geliyor.
İYİ Parti cephesine baktığımızda bir baraj sorunu görünmüyor.
Saadet Partisi’nin baraj sorunun var olduğu söyleniyor. Son anketler SP’nin oy oranını % 3.5 olarak gösteriyor.
Buradaki ince nokta şudur:
Eğer İYİ Parti SP ile ittifak yaparsa bu AK Parti’nin oy kaybetmesi anlamına gelir. İktidar partisinin yara alması bekleniyorsa siyasi taktik nedeni ile böyle bir ittifakın doğabileceğini söyleyebiliriz.
Hiç kuşkusuz bu konuda kararı iki partinin kurmayları vereceklerdir.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha önce yaptığı açıklamalarda partisinin oy oranının seçimlere kadar % 30’lara çıkabileceğini vurgulamıştı. Akşener, son açıklamasında şunları söylüyor:
“Düzenli olarak anket yaptırıyoruz. Abonesi olduğumuz araştırma şirketleri var. Anketler yol gösteriyor. Son yapılan çalışmaya göre sabit seçmenimiz yüzde 16 olmuş durumda. Yüzde 16'lık bir seçmen kitlesi bizler için, kesinlikle oy vereceğini belirtiyor. Bunun yanı sıra ‘oy verebilirim ve kararsızım' diyenler var. Kararsızların da dağıtılması ile birlikte bu rakam % 22'yi buluyor. Fakat son dönemde anketlerde çok ilginç bir durum yaşanıyor. Türkiye genelinde çok yüksek bir oranda seçmen kitlesi ‘hangi partiye oy vereceksiniz?' sorusuna ‘cevap vermiyorum' diyor.”
Şimdi gelelim Cumhurbaşkanlığı seçimine.
Görebildiğimiz kadarı ile CHP, İYİ Parti ve SP kendi adaylarını çıkaracaklar.
Seçim ikinci tura kalırsa, muhalefet cephesinden en fazla oy alan aday Erdoğan ile yarışacak.
Bu durum karşısında muhalefetin, en fazla oy alan adayı desteklemesi için çalışmalar yapılıyor.
Hemen vurgulayalım:
Akşener şu anda Erdoğan karşısında en güçlü Cumhurbaşkanı adayı olarak görülüyor. Özellikle de kadın ve genç seçmenin tercihinin Akşener’den yana olabileceğine dikkat çekiliyor.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını kendi içinden mi, yoksa dışarıdan bir isim üzerinde anlaşarak çıkaracağı mı henüz belli olmadı.
Bu arada Saadet Partisi’nin çıkaracağı adayın da sürpriz bir isim olabileceği söyleniyor.
Önümüzdeki seçimlerin oldukça renkli ve çekişmeli geçebileceğini şimdiden görebilmekteyiz.