Libya konusunda kafa karışıklığı yaratmak isteyenlere ithaf olunur! Libya’nın yüzölçümü yaklaşık 1 milyon 760 bin km². Ülkenin % 90’ı insanların yaşamadığı çöl ve kurak arazilerden oluşuyor! Anlayacağınız Libyalılar ülkenin %10’luk kısmındaki şehirlerde yaşıyor.
Halkın büyük bölümü % 70'in üzerindeki kısmı Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümetinin kontrolü altında bulunan Trablus ve Misrata gibi büyük şehirlerde yaşamlarını sürdürmekte.
Buna karşın dış destekli Hefter güçleri ise askeri bir takım imkânlarla özellikle petrol ve doğal gaz sahalarını da içeren Bingazi vb şehirlerin kontrolünü elinde tutuyor. Son günlerde Hefteri bir şekilde başarılı gösterebilme yarışı içerisine giren bazı kişileri gördükçe şaşıp kalıyorum.
İnsan yaşamayan kuş uçmaz kervan geçmez sahra çölleri ve kurak bomboş arazileri sanki de Libya'nın en stratejik bölümleriymiş ve bunlara da Hefter güçleri sahipmiş gibi algı yaratılma gayretkeşliği son günlerde bazılarında hâsıl oldu! Bu şekildeki yazı, paylaşım ve yorumları görüp okudukça inanın şaşkınlığım bir kat daha artıyor!
Bugün velev ki uluslararası tarafsız otoriteler Libya’da seçim yapsalar Ulusal Mutabakat Hükümeti, Hefter karşısında sandıkta ezici bir demokrasi zaferi kazanır. Libya halkının ezici çoğunluğu % 70’in üzerindeki bir kısımda söz ediyorum bir nevi referandum yapmış gibi Ulusal Mutabakat Hükümeti yönetimi altında yaşamayı tercih etmiştir!
Libya Halkı, Ulusal Mutabakat Hükümetinin yanında saf tutmaktadır. Art niyetli bazı çevreler öyle anlaşılıyor ki meseleye demokrasi çerçevesinden değil de kabile anlayışı çerçevesinden bakmak istiyorlar!
% 90’ı insanların yaşamadığı çöl ve kurak araziler üzerinden Hefter güçleri Libya’nın bilmem yüzde kaçını elinde bulunduruyor türünden iddialarda bulunmak görüleceği üzere kafa karışıklığı yaratan aldatıcı bilgilerdir!
Libya’nın, Tunus ve Mısır arasında bulunan Akdeniz kıyılarının uzunluğu yaklaşık 1912 km’dir. Libya’nın 48 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervi ile 1,5 trilyon metreküp kanıtlanmış doğalgaz rezervi olduğu biliniyor. Bu da öyle anlaşılıyor ki Hefteri taşeron olarak öne süren dış güçlerin iştahlarını kabartıyor!
Türkiye, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile hem Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Sınırlandırma Anlaşması hem de Askeri Güvenlik Anlaşması imzalamıştır.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, Türkiye ile imzaladığı anlaşma öncesine kadar hem Doğu Akdeniz’de kendisini yalnız hissetmekte idi ve buda bir boşluk oluşmasına vesile olmuştu, hem de istenilen düzenli seviyede askeri güce sahip olmadığı için büyük zorluklarla karşı karşıya kalmasına vesile olmaktaydı!
Yaşanan iç savaş ve buna bağlı olarak yaşanan büyük insanlık trajediler acılar çerçevesinde meydana gelen boşluğu fırsat bilerek suiistimal etmeye kalkışan Yunanistan, Doğu Akdeniz’de Libya’ya ait 39.000 Bin kilometrekare bir deniz alanını herkesin de bildiği üzere gasp etmeye kalkışmıştı!
Keza aynı şekilde Yunanistan gibi Hefter’de Libya’da yaşanan iç savaş nedeniyle yaşanan boşluktan yararlanarak dıştan aldığı destekle petrol ve doğalgaz kaynaklarını gasp etmeye çalışmaktadır!
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, Türkiye ile Deniz Yetki Sınırlandırma Anlaşması imzalamasının ardından hem 39 Bin kilometrekare alanı Yunanistan'ın gasp etmesini engellemesini sağlayabilmiş hem de bunun yanı sıra toplamda da 100 Bin kilometrekare bir alanı ülkesine kazandırmış oldu.
Hefter güçleri bu aşamadan sonra velev ki ülke yönetimini ele geçirecek olsa, 100 Bin kilometrekare deniz sahasını Yunanistan'a geri mi iade edecek! Libya Halkı kendilerine ait 100 Bin kilometrekare bir deniz alanının Yunanistan’a bırakılmasını sizce kabul eder mi? Bence kesinlikle kabul etmez. Ve kabul edecek kişiyi de vatansever biri olarak asla kabul görmez!
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti artık yalnız değildir! Artık yanında Türkiye vardır. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti gerek Doğu Akdeniz’de gerekse ülke içindeki ayaklanmacı güçlere karşı artık daha güçlüdür.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşma sonrasında yaşanan karşıt gelişmeleri lütfen yukarıdaki yazdıklarımı göz önünde bulundurarak değerlendirmenizi rica ederim!
Türkiye’nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzalamış olduğu anlaşmalara istinaden zaman kaybetmeden Libya Halkı ve ülke demokrasisi için atması gereken adımları ivedilikle atması gerekmektedir!
Türkiye bu bağlamada Libya Halkını isyancı Hefter güçlerinin muhtemel saldırılarına karşı anında koruyabilmek için süratle kara, hava ve deniz üsleri kurmayı planlayarak hayata geçirmelidir!
Hefter’i taşeron olarak kullanan ülkelerin UMH’ne karşı organize edecekleri ani baskın saldırıları beklenmeden gerekli tüm tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini düşünmekteyim.
Libya demokrasisi için halkın yüzde 70’inden fazlasının yaşamlarını sürdürdükleri UMH sonuna kadar desteklenerek korunmalıdır. Libya Halkı bir bakıma kendi aralarında mini bir referandum yaparak kendi özgür iradeleri ile silahlı kuvvetlerin karşısında yer almayı göze alarak %70’in üzerinde bir oran ile UMH bölgesinde yaşamayı ve o safta yer almayı tercih etmişlerdir. Libya halkı görüldüğü üzere ezici bir çoğunlukla UMH'ni destekliyor!
Bu gerçek görünmeyip insanların yaşamadıkları sahra çölü ve kurak arazileri geçerli bir argümanmış gibi göstermeye çalışarak bunun üzerinden sığ yorumlarda bulunanları gördükçe inanın bu kişilerin ne yapmaya çalıştıklarını anlamakta büyük zorluk yaşıyorum!
Libya Halkı, sırf ülkelerine ait petrol ve doğal gaz sahalarına sahip olabilmek için iç savaşa sürükleyen anti demokratik ayaklanmacılara karşı Ulusal Mutabakat Hükümeti etrafında kenetlenerek demokratik mücadele vermeyi tercih etmiştir!
Bu gerçekleri görmeyip de % 90’ı insanların yaşamadığı çöl ve kurak araziler üzerinden Hefter güçleri Libya’nın bilmem yüzde kaçını elinde bulunduruyor türünden iddialarda bulunanlar ne yapmaya çalışıyorlar?
Bakınız, Hafter ve komutasındaki askerler bundan yaklaşık 32 yıl kadar önce (22 Mart 1987) Ed-Dom Vadisi'nde Çad kuvvetlerine esir düşmüştür. Libyalılar Hafter'in o gün diğer esirlerle birlikte elleri arkadan bağlı diz çökmüş fotoğrafını her yerde paylaşıyorlar. Hafter'i o dönem esaretten kim kurtarmış biliyor musunuz? CIA kurtarmış ve Libyalı generali zamanı geldiğinde kullanmak üzere Amerika götürmüş!
Sonuç itibarı ile Libya’da halk artık geriye dönmek istemiyor. Daha fazla özgürlük ve demokrasi istiyor. Libya’da halkın büyük bölümü Ulusal Mutabakat Hükümetinin akasındadır. Öncelikle bu gerçeğin görünmesi gerekiyor!
Bu gerçeklere karşın hala meseleye demokrasi dışı sayısal verilerle yaklaşmak isteyenler Libya’nın iç coğrafi durumunu göz ardı ederek kafa karıştırıcı yorumlar yapmaya devam etmektedirler!
Libya ülke olarak % 90’ı insanların yaşamadığı çöl ve kurak arazilerden oluşuyor! Halk %10’luk kısımdaki şehirlerde yaşıyor. Yüzde 90’ı insan yaşamayan çöl ve kurak arazilerden üzerinden yapılmakta olan spekülatif yorumlar konu hakkında bilgisi olmayanlar için kafa karışıklıklarına sebebiyet verebilmektedir!
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti artık yalnız değildir! Artık yanında Türkiye vardır. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti gerek Doğu Akdeniz’de gerekse ülke içindeki ayaklanmacı güçlere karşı artık daha güçlüdür.
Önümüzdeki süreçte bakalım gerek Doğu Akdeniz’de, gerek Libya Anlaşması konusunda, gerek Libya’da ve gerekse KKTC’de ne gibi gelişmeler yaşanacak. Bekleyip hep birlikte yaşayacağız…