Trump’un tek taraflı İran kararı dünyayı ayağa kaldırdı.

Bunun anlamı şudur:

Artık, hiçbir ülke Amerika’nın arkasından körü körüne gitmiyor. Trump’a olan güven ve destek de bu nedenle giderek zayıflıyor.

Özet olarak Kudüs karında yalnız kalan Trump, İran konusunda da yalnız kalacağa benziyor.

Şimdi tüm gelişmeleri ve açıklamaları birlikte okuyarak konunun nerelere dayanabileceği konusunda daha sağlıklı bir görüşe kavuşmamız mümkün olacak.

ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan (JCPOA) çekilmesi ve bu ülkeye yönelik yeni ekonomik yaptırımlar uygulanacağını açıklaması sonrasında ilk tepkisi “anlaşma 5 ülkeyle devam ediyor” olan Tahran, Avrupa Birliği’nin tutumuna göre tavır belirleyecek.

İran’a destek veren Rusya ve Çin’in de Trump’un kararlarını tanımayacağı ve İran ile ilişkilerini sürdüreceği görüşü de güç kazanıyor.

Beyaz Saray’ın kararına karşı çıkan Avrupa’dan ise anlaşmaya bağlılık mesajlarının yanı sıra daha geniş kapsamlı bir anlaşma için açık kapı bırakıldı. JCPOA’nın akıbetiyle ilgili Macron’un İranlı mevkidaşı Ruhani ile temaslarda bulunması, Alman ve Rus Dışişleri Bakanlarının durum değerlendirmesi yapması ve Avrupalı tarafların bir araya gelmesi planlandığı duyuruldu.

İran'la nükleer anlaşmayı iptal ederek, Ortadoğu’da bombanın pimini çeken ABD Başkanı Trump’a yalnızca İsrail ve Suudi Arabistan destek verirken diğer ülkelerden art arda 'anlaşmaya devam' mesajları geldi. İngiltere, Fransa ve Almanya anlaşmaya tamamen bağlı kalacağını ve İran'a yaptırım uygulanmayacağını açıkladı. Trump'ın kararını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “ABD zararlı çıkacak”dedi

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç. Dr. Ali Faik Demir, ABD Başkanı Trump’ın İran’la nükleer anlaşmadan çekilme kararıyla birlikte bir anlamda Transatlantik ilişkilerinde bir çözülmeden bahsedilebileceğine işaret ediyor.

Bu çerçevede, Washington’ın anlaşmadan çıkma hamlesine uzun süredir AB liderliğinin yanı sıra Almanya, Fransa, Britanya başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinden gelen karşıtlıkları hatırlatıyor. Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan Demir’e göre, Trump’ın İsrail’le birlikte bu adımıyla sorulacak sorulardan biri de uluslararası siyaset arenasında hangi ölçüde yalnız kalacağı...

Bu adım Avrupa’yı Rusya’ya doğru da itebilir. Trump’ın bu kararla amacının İran’ı agresif hamleler atmaya, çatışmacı yüzünü göstermeye, saldırgan tepkiler vermeye iterek “bakın ben haklıyım” diyerek Batı ittifakını yanına çekmeyi hedeflemiş olabileceğine de dikkat çekiyor.

Ancak buna karşın Tahran’ın şu anki tabloda boşluğa düşeceğini sanmadığını, diplomatik tutum sürdüreceği görüşünde. ABD’nin kararının bölgesel barış açısından anlamlı bir çıkış olmadığına da vurgu yapıyor. Doç. Dr. Demir, herkesin aklındaki soru işaretini de yineliyor. “Peki Trump’ın bu anlaşmadan çekilme sonrasındaki adımı ne? İran’a mı saldıracak?”

Diğer yandan da bu atmosferde bölgede ABD’nin silah satışı seyrinin nasıl bir grafik izleyeceğine de atıfta bulunuyor.

ABD Başkanı Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilme kararı Avrupa medyasında geniş yankı buldu. İngiliz The Guardian, “Trump’ın İran nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından “yeni Körfez krizi korkusu”manşetiyle çıkarak, haberde, İran’ın anlaşmanın bozulması halinde uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayacağı mesajını öne çıkardı.

Daily Telegraph ise ABD Başkanı'nın İran ile balistik füze programını ve bölgedeki eylemlerini de kapsayacak yeni bir anlaşma yapmaya açık olduğu sinyalini verdiğini yazdı. ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi gerçeğinin önemli sonuçları olacağına dikkati çeken Belçika gazetesi De Morgen ise Avrupa iş hayatının yanı sıra uluslararası diplomasinin de bu sonuçlardan etkileneceğine yer verdi. Fransa'da yayımlanan Le Point dergisi ise "Trump dünyayı belirsizliğe soktu" başlığıyla verdiği haberinde, ABD Başkanı'nın Avrupalı müttefiklerine sırtını döndüğünü ve İran'ı tahrik ettiğini kaydetti.

Liberation gazetesi ise "Netanyahu için bariz bir zafer ama ne pahasına?" başlığıyla verdiği haberde, Trump'ın İsrail Başbakanı tarafından yıllardır öne sürülen iddiaları ciddiye aldığını ve verdiği kararla İran ve İsrail arasındaki çatışma zeminini hızlandırdığını yazdı.

L'Express dergisi de Avrupalılar ile İran'ın masaya oturacağını ve ABD'nin bu kararla Avrupa'dan dışlandığını belirtti. Kamu yayıncısı France Info'da yayımlanan bir haberde ise, ABD'nin bu kararının, "Avrupa Birliği'ne karşı açılan potansiyel bir ticari savaşın ilanı" olduğu kaydedildi.

Sonuç:

Daha önceden de yazıp vurguladığımı gibi, her şey bölgede İsrail’in güvenliği noktasına çıkıyor.